Bölüm 1: Korku’nun oyuncularla buluşması: Cthulhu Efsaneleri, Amerikan ve Japon Korku Sineması ve İlk Dönem Korku Oyunları (1980-1990)
Korku; hayatta kalabilmenin vazgeçilmez bir unsurudur der bir düşünür. Peki, nelerden korkarız? Ölmekten, ya da yok olmaktan? Yitirmekten, belki özlemekten… Yüksekten, derinden, böcekten, örümcekten; karanlıktan, gördüğümüz ve göremediğimizden… Düşününce, daha ne çok korkumuz var… Ve tüm korkularımızın temelinde tek bir şey: Kaybetmek! Evet, aslında hepimiz kaybetmekten korkuyoruz; canımızı, eşyamızı, sevdiğimiz insanları, sağlığımızı, umutlarımızı ve sanırım kendimizi kaybetmekten… Yaşamın devamı için korkmamız gerekir, korku sayesinde savunma mekanizmalarımız devreye girerek bize korkacak bir şey olmadığını fısıldar, eğer bu sese inanırsanız…
Peki, korku oyunları bize ne hissettiriyor, nasıl kendisine çekiyor? Neden korku oyunları oynuyor ve çok seviyoruz? Ne zaman başladı bu tutkumuz ve nasıl bir yol aldı? Tüm bu sorulara da cevap aradığımız bu yazı dizisinde saf hayatta kalma-korku oyunlarının kısa tarihi ışığında bazı korkularınızı bulacaksınız…
Hazırsanız, korku dünyası’nın pencerelerini aralıyoruz… Öncelikle, hayatta kalma-korku(survival- horror) denilen türün ne olduğundan biraz söz edelim. Hayatta kalma-korku türü aslında action-adventure oyun türünün bir alt türüdür. Hareketli, sürükleyici maceralar oyunun ana öğeleridir ama bu macera ve hareket, hikaye ağırlıklıdır ve çok hızlı bir oyun akışı yoktur. Bir oyunun hayatta kalma-korku oyunu olabilmesi için; öncelikle derin ve gizemli, yer yer psikolojik, hatta travmatik bile olabilen bir hikayeye sahip olması gerekir. Hikaye klişe de olabilir ama bu klişeliği; ayrıntılı karakter analizleri ve yapımcıların oyuncuyu karakterin hüznüne ortak edebilme yeteneği kurtarır. Kendimizi onun yerine koymamız istenen karakter; genelde çaresiz, yalnız ve hüzün doludur. Sevdiği insanları kaybetmiş, ya da kaybettiğini sandığı insanlara aklına hiç gelmeyecek ücra köşelerde rastlamıştır. Ortada gizemli bir hikaye ve çözülmesi gereken zorlu bulmacalar vardır. Hem de topla tüfekle değil, aklınızla çözmeniz gereken bulmacalar! Elinde ya hiç silahı yoktur ya da olsa da sınırlı cephanesi vardır. Ne çok güçlü kasları ne de süper sonic güçleri vardır. O bizden biridir; gerçeği çözmeye çalıştığı çevresi de bizim okulumuz, evimiz, iş yerimiz, bizim sokaklarımızdır. Elbette bazı oyunlarda çevremizde görmeye pek de alışmadığımız türden malikaneler, uzay üsleri, araştırma merkezleri var ve evet bunlar da korku oyunudur. Ama bir hayatta kalma- korku oyununda gerçek başarı o zavallı karakterin o anlık biz olmamızdır ve bu da bize en çok benzeyenle başarılabilir. Yazımızda en çok bilinen ve sevilen korku oyunlarının yanısıra bazı gözden kaçmış oyunları da bulabilirsiniz. Elbette çıkmış tüm korku oyunlarını incelememiz söz konusu olmayacağı için bazı oyunlar da konumuzun dışında kalacak.
Bugün; o eski tadını özlemle andığımız saf hayatta kalma-korku oyunları tarihine baktığımızda, temellerinin korku-kurgulama yani korku romanlarına dayandığını görüyoruz. Korku’nun büyük ismi, roman yazarı Howard Phillips Lovecraft’ın Cthulhu mitosu; psikolojik ve kurgusal korku türünün temelini oluşturur. İlk defa korkuya bilim kurgu öğeleri de katan yazarın hayatı hiç yaşamak istemeyeceğiniz türden bir hayattır… Babasını 3 yaşında akıl hastanesinde yitiren korku’nun ustası; ileriki yıllarda annesini de aynı akıl hastanesinde kaybetmek zorunda kalır. Büyük travmalarla korkularını ilmek ilmek romanlarına işleyen Lovecraft ‘a göre; korku, insanoğlunun en eski ve en güçlü duygusudur, en eski ve en güçlü korku da bilinmeyenin korkusudur.
Lovecraft’ın çocukluk ve gençlik yıllarında gezindiği karanlık koridorlarda düşlediği ve üstün hayal gücüyle hayat verdiği Cthulhu denilen yaratık; Cthulhu Mitosu’ndaki Yüce Eskiler’den (Great Old Ones) birisidir. Cthulhu’nun cüssesi inanılmaz derecede büyüktür ve etrafına dehşet saçar. Aşağıdaki resimde Howard Phillips Lovecraft’ın kendi çizimiyle korkunç yaratık Cthulhu’yu görüyorsunuz.
Cthulhu isimli bu dev canavar; 1926 yılının yaz aylarında kaleme alınmış, ilk olarak Şubat 1928 tarihinde Weird Tales dergisinde “Cthulhu’nun Çağrısı” (The Call of Cthulhu) isimli kısa hikayede görülmüştür.
Aynı anda bir ahtapotun, bir ejderin ve bir insan bozuntusunun birleşimi diye tasvir edilen bu dev yaratığın; bugün çok sevdiğimiz korku oyunlarındaki bazı yaratıklara nasıl da ilham kaynağı olduğunu anlayabiliyoruz. Konumuzu tarih dersine döndürmemek adına Cthulhu efsanelerinin derinine inmeyeceğiz. Amacımız hayatta kalma-korku oyunlarının kısa tarihine değinerek bu zaman diliminde hangi oyunların bizi nasıl etkilediğini incelemek.
çok güzel bi yazı olmuş emeğinize elinize sağlık
Konuyu ele almaya çok doğru bir yerden başlamışsınız, gerçekten çok başarılı ve akıcı bir yazı olmuş, emeğinize sağlık.
Elinize sağlık, yazınızı keyifle okudum, devamını merakla bekliyorum 🙂
Yahu Call of Cthulhu ilk değil ki, bildiğin role playing oyunu, onun öncesinde yüzlerce board game ve role playing oyunu var. Hadi onu da geçtim, bir Soft&Cuddly, Lurking Horror, Nosferatu, bir ton oyun yok, nasıl saçma sapan bir listedir bu, hiç mi oyun oynamadın o yıllarda?