Ücretsiz oyun kavramı hayatımıza ne zaman girdi? Nasıl oldu da birden bire ücretsiz oyun deryalarında boğulur olduk? Daha da beteri, ücretsiz oyunlar nasıl oldu da yapımcılarını zengin etmeye başladı?
Bu soruların cevaplarını vermek güç. Ancak bir gerçek var ki, ücretsiz oyunlar da artık en az AAA oyunlar kadar oyuncuların cüzdanlarını boşaltmak için kullanılıyor. İşte bu durum da tam olarak böyle bir yazı dizisinin gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
Bu yazı dizisinde, oynadığım ve oynamaya değer bulduğum ücretsiz oyunlardan bahsedecek ve siz seçkin oyuncu kitlemize kıymetli bulacağınız önerilerde bulunmaya çalışacağım. Bu yazı dizisinde bulamayacağınız şey ise para tuzağı, zaman kaybı ve zayıf olan ücretsiz oyunlar.
Mümkün olduğunca çeşitli türlerden bahsedeceğimiz bu oyunları, özellikle ve titizlikle seçtim ve kısaca öne çıkan yanlarından bahsetmeye çalıştım.
Bu oyunları oynarken sizlerin de en az benim kadar keyif alacağınızı umuyor ve lafı daha fazla uzatmadan oyunlardan bahsetmeye başlıyorum:
Open RA
Tür: Gerçek Zamanlı Strateji
Command & Conquer serisinin ilk oyunun hatırlar mısınız? Peki Red Alert’in ilk oyununu? Ya Dune 2000’i? Bu oyunları biliyorsanız ya da strateji türünde oyunlara ilgi duyuyorsanız Open RA tam size göre.
Open RA aslında Red Alert hayranları tarafından geliştirilen bir oyun motoru. Bu oyun motoru, klasik C&C oyunlarının motorlarının geliştirilmesiyle ortaya çıkıyor ve modlar aracılığıyla Tiberian Dawn, Dune 2000 ve Red Alert gibi oyunları yeniden ve gelişmiş olarak oyuncuların beğenisine sunuyor. Hemen burada Red Alert 2 ve Yuri’s Revenge eklenti pakedinin de yapım aşamasında olduğunu eklemek istiyorum.
Peki Open RA hangi yönüyle öne çıkıyor? Öncelikle az evvel bahsettiğim strateji oyunlarının her birisi zamanının en iyilerinden. Yani oynayacağınız oyunların iyi birer strateji oyunu olduğu kesin. Ancak Open RA’yı geliştirenler, burada durmuyorlar. Oyun, bugün kullandığımız işletim sistemlerinin hemen hemen hepsinde stabil olarak çalışıyor. Oyunun multiplayer modunu toptan elden geçirmiş durumdalar ve bu sayede arkadaşlarımızla beraber oynamamız gayet basit.
Orijinal oyunları oynamış olanların bileceği üzere çağdışı kalmış olan arayüzler de değiştirilmiş. Ünite üretimi ve bina inşaası kolaylaştırılmış. Ülkeler arasındaki dengeler yeniden düzenlenmiş ve pek çok oyun mekaniği elden geçirilmiş. Oyunun oynanabilirliği de oldukça yükseltilmiş.Yapılan tüm bu değişiklikler sayesinde oyunun stratejik derinliği de artmış.
Tüm bu sebepler oyunu oynanmaya değer kılıyor.
Diğer yandan oyun hâlâ geliştirme aşamasında olduğundan ötürü zaman zaman çökmeler yaşanabiliyor. Bir takım buglarla da karşılaşabiliyorsunuz. Zaman zaman performans sıkıntısı yaşamanız da mümkün. Ancak rapor edildiği zaman tüm bunlar mümkün olduğunca hızlı bir biçimde düzeltiliyor.
Son olarak oyunun tamamen ücretsiz olduğunu söyleyelim. Herhangi bir şey satın alabileceğiniz bir dükkanı da yok. Hatta gönüllüler tarafından geliştirildiği için, şu an itibariyle bağış yapabileceğiniz bir link dahi yok.
Path of Exile
Türü: Action RPG
Muhtemelen Path of Exile’ın adını şimdiye kadar duymuşsunuzdur. Hayranlarının Path of Exile ile ilgili en çok söylediği şey “Diablo 3’ün olması gereken oyun” olduğu. Eğer siz de Diablo 3’ten ötürü bir hayal kırıklığı içindeyseniz ve Diablo 2’nin “Hakiki varisi”ni ( Evet, bunu da ben söylemiyorum, yine hayranları söylüyor ) arıyorsanız daha fazla aramayın.
Path of Exile’ı bu denli başarılı yapan şey ise kanaatimce oyunu casual oyuncular için basitleştirmemiş olması. Evet, bu oyun kesinlikle basit bir oyun değil. Ancak bu gözünüzü de korkutmasın. Oyun her ne kadar çok fazla içeriğe sahip olduğundan ve oynayacağınız karakter üzerine kafa yormanızı gerektirdiğinden ötürü yeni başlayanlar için kafa karıştırıcı olsa da bu kesinlikle oyun adına bir dezavantaj değil. Aksine oyunun öne çıkan yanlarından biri bu.
Oyunu nasıl oynamak istiyorsanız öyle oynamanız mümkün. End game denilen içeriğe geldiğiniz zaman dahi başarılı olabileceğiniz çok sayıda farklı yöntem var. Savunma yöntemleriniz de, saldırı yöntemleriniz de tamamen size kalmış durumda. Başarılı olmak için biraz kafa yormanız yeterli oluyor. Bu sayede google’dan karakter buildleri aramak yerine kendi yarattığınız karakterlerle ilerleyebiliyorsunuz ki bu da size daha büyük bir tatmin hissi sağlıyor.
Oyunda level atladıkça pasif skill puanı kazanıyorsunuz ve bu puanları kullandığınız skill ağacı ise inanılmaz derecede geniş. İlk bakışta oldukça karışık görünen bu ağaç, oyunun bir diğer öne çıkan yanı çünkü bunun sayesinde yaratabileceğiniz karakter konusunda oldukça özgür oluyorsunuz. Aktif skillerinizi ise eşyalarınıza taktığınız gemler ile aktif oluyor ve bu gemler ayrıca yaratık öldürdükçe level atlayıp gelişiyor. Alın size karakter gelişiminde bir serbestlik daha…
Oyunda sahip olabildiğiniz bir takım özelliklerde (resistler, critical şansları vs.) sınırlamalar olduğu için, kullandığınız ekipmana da kafa yormanız gerekiyor.
Ayrıca oyunun sahip olduğu ekonomi sistemi de oldukça ilginç. Oyunda altın, gümüş gibi bir para birimi yok. Bunun yerine craftingte kullanılan eşyalar aracılığıyla alışveriş yapılıyor ve bu da oyunun ekonomisini oldukça güçlü yapan çok iyi düşünülmüş bir sistem.
Son olarak end game dediğimiz içerikte de oyun esnasında düşen haritalar aracılığıyla yeni mekanlara portallar açıp gidiyor ve buradaki normalden daha güçlü olan yaratıklarla savaşıyoruz. Bu da oyun süremizi oldukça artırmak için yetiyor da artıyor bile…
Oyunun eksilerine gelecek olursak, yukarıda bahsettiğim tüm olay casual oyuncuların gözünü korkutabiliyor olması. Eğer end game’e kadar ilerlemek istiyorsanız, oyunun mekaniklerine kafa yormanız gerekiyor. Tabi bu durum hardcore oyuncular için bir artı olduğu için, bu durum ne kadar büyük bir eksidir bilemiyorum.
Oyun içinde para harcayarak sahip olabileceğiniz bir takım kozmetik ürünler var. Ancak anlayacağınız üzere bu ürünler para harcayan oyuncuya, para harcamayan önünde hiçbir avantaj sağlamıyor.
Loadout
Tür: Aksiyon / TPS
Üçüncü ve son olarak bahsedeceğim oyun ise Loadout. Loadout, hızlı bir oynanışa sahip bir aksiyon TPS oyunu. Oyunun öne çıkan yanlarından bir tanesi de mizahi ve kaba dili ile bol kanlı tasarımı. Tabi bu özellikleri oyunun ayarlarından kapatabiliyorsunuz, ama yakınınızda bir evladınız ya da yeğeniniz yoksa kim kapatmak ister bilemiyorum.
Oyun klasik bayrak kapmaca, tepenin hakimi ve deathmatch gibi türlere sahip haritalarda oynanan takım bazlı bir oyun. genelde 4’e 4 oynanan oyunda level atlayıp karakterinizi ve silahlarınızı geliştirerek az da olsa rakiplerinize üstünlük kurabiliyorsunuz.
Bunun dışında kendi silah seçimlerinizi ( Ecnebiler buna Loadout diyorlar ki oyunun ismi de buradan geliyor ) yaptığınız için oyun tarzınızı da kendinize göre şekillendirebiliyorsunuz. Oyunda bolca silah olduğu gibi her silahın 4 – 5 kadar parçasını da özelleştirebiliyorsunuz. Üstüne üstlük bu parçalar da level atlayıp güçlenebiliyor. Yani oyuna yeni başlayan birisiyseniz tüm silahları test edip tarzınıza uygun olanları seçtikten sonra bunlar üzerinde uzmanlaşmaya çalışmanız oldukça mantıklı bir hamle.
Silahların özelleştirilmesi işlemi oldukça detaylı ve oyunun öne çıkan yanlarından bir tanesi bu. Silahlarınızın gövdesini değiştirip özelliklerinin bir kısmından feragat ederek diğer kısımlarını güçlendirebiliyorsunuz. Bu değişiklikler oyun tarzınıza direk olarak etki de ediyor. Ancak bu değişiklikler çok uzun süre oynayan oyuncuyla görece daha az oynayan oyuncu arasında uçurumlar yaratacak türden de değil.
Oyunu oynaması da oldukça keyifli. Her an çok komik ya da destansı bir biçimde düşmanlarınızı yok edebiliyorsunuz. Tabi aynı şey sizin de başınıza gelebiliyor ki bazen öylesi durumlar oluyor ki öldüğünüze gülmekten kızamıyorsunuz bile. Yani oyun, kaybederken bile keyifli olabilen türde bir oyun. Tam da bu yüzden ötürü bu yazıdaki yerini alıyor ve şiddetle size de tavsiye ediliyor.
Oyunun eksisine gelecek olursak, bazen oyun bulma süresi uzayabiliyor. Bir oyunun ortalama 7 – 10 dakika sürdüğü düşünülürse 3-4 dakika kadar beklemek sinir bozucu oluyor. Bir de oyun başladığında çıkan takım arkadaşlarınız ya da ne yaptığının farkında olmayan insanlar yüzünden oyun keyfiniz zedelenebiliyor ancak bu Loadout’a özel bir durum da sayılmaz.
Oyun içerisinde iki türlü para birimi var. Bunlardan biri altın, diğeri de blute. Blute denilen birim, oyunu oynadıkça kazanılıyor ve silah ile teknoloji upgradelerinde kullanılabiliyor. Altın ise gerçek para ile satın aldığınız bir birim. Altın ile satın alabileceğiniz şeyler genellikle kozmetik. Aynı zamanda sınırlı süre için iki kat xp ve blute gibi şeyler satın alabiliyorsunuz, ancak bu yalnızca oyundaki ilerlemenizi hızlandırıyor. Kesinlikle oyuncular üzerinde mutlak bir hakimiyet kurmanızı sağlamıyor.
Hedgewars
Tür: 2D, Turn-Based, Strateji
Worms serisine ait herhangi bir oyunu çocukluğundan hatırlayan birileri varsa onlar için Hedgewars, kesinlikle göz atılması gereken bir oyun.
Hedgewars, tam olarak açıklamak gerekirse oyunu oynamaya başladığınız ilk dakikadan itibaren anlayabileceğiniz üzere bir Worms klonu. Ancak Worms’ün 3 boyutlu olmak gibi hayati hata yapmasından önceki döneme ait olan o güzel günlere ait Worms’ün klonu…
2 Boyutlu sıra tabanlı olan oyunda kirpimsi; fakat çok daha sevimli olan yaratıklardan oluşan ekibimizle, rakibimizi safdışı etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de aynı Worms’de olduğu gibi oldukça geniş bir seçeneğe sahip cephaneliğimizden seçtiğimiz silahları kullanıyoruz. Yine Worms’te olduğu gibi bu silahlar zaman zaman oldukça komik, abzürt silahlar olabiliyor.
Gördüğünüz üzere anahtar söz öbeği “Worms’te olduğu gibi”, yani Hedhehog, klon olmanın hakkını veriyor. Dolayısıyla olumsuz yanlara odaklanmaya başlayacağım.
Bir kere yönettiğimiz yaratıklar her ne kadar sevimli olsalar da Worms’teki solucanlar kadar sempatik olmadıklarından itici görünüyor. Seslendirmelerin de eksikliği hayli hissediliyor. Yanlış bir hareket yaptığınızda “Stupid!”, “Traitor!” vb şekilde sizi aşağılayan sözler duymak istiyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız. Ayrıca ciddi bir biçimde animasyon sıkıntısı var oyunda. Oyun bir bütün olarak bakıldığında estetik gözüküyor, ancak kontrol ettiğiniz yaratıkların hareketlerinde bir kütüklük var.
Oyunun bir klon olması, ücretsiz olması ve gönüllülük esasıyla geliştirilmesi sebebiyle bunlar göz ardı edilebilir gibi düşünülebilir. Ancak göründüğü kadarıyla ortada tembellikten ya da “yapmayı bilmemekten” kaynaklı bir başarısızlık var ki bunu tolere etmemek gerekir.
Oyunun ücretsiz olması ve para harcayarak satın alabileceğiniz bir şey olmaması, elbette ki bir artı. Bununla beraber özellikle arkadaşlarınızla beraber eğlenceli birkaç saat geçirmenize de olanak tanıması sebebiyle göz atmak isteyebileceğiniz bir oyun.
FreeCiv
Tür: Turn-Based Strateji
Son olarak bahsedeceğimiz oyun da FreeCiv. FreeCiv, Civilisation serisinin ilk iki oyununun açık kaynak hale gelmesi ardından, oyuna gönül verenler tarafından geliştirilmiş bir oyun. Hayli uzun zamandır da geliştiğinden oldukça başarılı bir noktada olduğunu söylemek mümkün.
FreeCiv, bizlere isteğimize göre Civilisation 1 ya da 2’nin kural setleriyle oynama fırsatı sunuyor.
Tarih öncesi çağlardan başladığımız oyunda uzay çağına kadar ilerliyor ve rakiplerimize üstünlük kurmaya çalışıyoruz. Oyun orjinal Civilisation oyunlarını daha ileriye taşımak konusunda oldukça başarılı olduğu için, uzun saatlerimizi iç etme potansiyeli hayli yüksek.
FreeCiv, indirip kurmak için de oldukça küçük boyutlu. Ancak ilginç olan yakın zamanda oyunun tarayıcı üzerinden de oynanabilir hale getirilmesi. İndirilebilir versiyonunu Linux’ta da oynamak mümkün, ancak tarayıcı üzerinden oynamak daha çok işinize geliyorsa bu da bir seçenek. Ancak uyarmakta yarar var, tarayıcı üzerinden oynanan versiyonunun arayüz ve stabilite problemleri var. Dolayısıyla indirip oynamanızı tavsiye ederim.
Oyun tamamiyle ücretsiz bir oyun ve herhangi bir eşya almanıza imkan veren herhangi bir dükkana da sahip değil. Dolayısıyla pay to win konusunda da endişelenmeniz gerekmiyor.
Son Söz
Bu yazı dizisinin ilk yazısının sonuna geldik. Aranızda hali hazırda bu oyunlardan bazılarını oynayan insanlar olduğuna eminim. Çünkü yazının başında söylediğim gibi, oynamaya değer oyunları incelemeye ve sizleri bu oyunlardan haberdar etmeye çalışacağım.
Bu arada oynamaktan keyif aldığınız, daha çok insanın haberdar olmasını istediğiniz ya da yalnızca beni de haberdar etmek istediğiniz oyunlar olursa orhunkayaalp@gmail.com adresine mail atabilirsiniz. Fikirlerinize ve önerilerinize her zaman açığım.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere,
Esen kalınız.
