Hitman: Codename 42 ile yıllar sonra çalışanı olacağım internet kafede tanıştım. Ardından yine yıllar içinde Hitman 2: Silent Assassin, Hitman: Blood Money ve Hitman: Absolution ile seriye olan sevgim iyice güçlendi. Şimdi Hitman 2 ile birlikte seriye yeniden döndüm ve açıkçası mutluyum.

Hitman serisini yeniden başlatan Hitman Sezon 1’i oynayamadım ama aslında Hitman 2’den yapıca çok farklı olmadığı için çok bir şey kaçırmadığımı gördüm. İlk oyundaki episodic bölüm mantığını terk edilmesi haricinde çok büyük değişiklikler olduğunu söylemek güç. Ayrıca satın aldığınız versiyona göre ilk oyundaki bölümleri de oynayabiliyorsunuz. O derece benzer bir oyundan bahsediyoruz.

Her neyse. Videonun devam eden kısmında Hitman 2’yle beraber yeniden Hitman serisine giriş yapmış bir oyuncu olarak yorumlarımı paylaşacağım.

Her şeyden evvel Hitman’i bir konuda tebrik etmek gerek. Pek çok köklü serinin özünden uzaklaşıp türünü değiştirerek trendlere uymaya çalıştığı bir dönemde aslını mümkün olduğunca unutmuyor. Yenilenirken değişen şeyler yok mu? Elbet var birazdan bahsedeceğiz yine ama genel olarak gizlilik odaklı bir aksiyon oyunu Hitman. Bu yanıyla da hızlıca aksiyona dalmak isteyen, bir an önce oyunları tüketmeyi isteyen milyonların albenisine kapılmadan kendine has çizgisini tutturmaya çalışıyor ve bence de başarıyor.

Yapılan yenilikler ile daha casual oyuncuları da cezbetmeye çalışmıyor mu? Elbette çalışıyor. Ancak bunu yaparken, serinin hayranlarının sevdiği zorluğu ve yaratıcı düşünceyi içeren oynanışını da sunmayı başarıyor.

Şahsen ben casual oyuncuları kendisine çekmeye yarayacak mekanikleri de başarılı buldum. Bu mekaniklerden en büyüğü, her bölümde bulunan hikayeleri. Hitman’de bir hedefi ortadan kaldırmak için birden fazla yol var ve bu yollardan bazıları yeni oyuncular düşünülerek takip etmesi kolay hikayeler şeklinde ipucu olarak oyunda yerini almış. Açıkçası serinin klasik oyunlarındaki öğrenme sürecinin çok uzun ve yeni oyuncular için yıldırıcı olduğunu düşündüğümde bu sistemi ben son derece olumlu buldum. En azından oyunun hikayesini görmek isteyen ya da oyunda ustalaşmak istese de ilk önce kendisine bir yol gösterilmesine ihtiyaç duyan oyuncular Hitman ile böylece tanışmış olabiliyorlar. Her ne kadar yeni oyunculara hitap etmeye çalışırken mekaniklerinden büyük fedakarlıklar eden oyunları eleştirsek de Hitman’in yaptığı tattaki değişiklikler hem kabul edilebilir hem de olması gereken cinsten.

Bununla beraber eklemek gerekiyor ki “Ben bu oyunu kendi istediğim gibi oynarım” diyen insanlar da unutulmuş değil elbette. Hatta “Ulan ben bu bölümü bu şekilde nasıl bitirebilirim ki?” diye düşündüren cinsten “challenge”lar oyunda yer alıyor. Bu challengeları tamamlarken hikayelerde olduğu gibi elinizden tutmuyor oyun. Tamamen bölümde geçirdiğiniz zamanda elde ettiğiniz tecrübenizi kullanmanız gerekiyor. Aynı görevi defalarca oynayıp bütün challengeları hâlâ tamamlayamamış olmanız gayet mümkün. Bununla beraber challengelar ile bile size sunulmamış bir biçimde bölümü tamamlayıp yaratıcılığınızı konuşturmanız da mümkün.

Ben bu bahsettiğim yapısından ötürü Hitman’den büyük keyif aldım. Çünkü klasik oyunları oynamış bir oyuncu olarak her ne kadar oyunun çok elimden tutmasını istemesem de diğer yandan kendi çözümlerimi bulmak için harcayabileceğim onlarca saatim de yok. Malum iş güç sahibi bir insanım ve söyleyebilirim ki beni ne çok sıkarak ne de fazlaca kolay bir oyun tecrübesi sunarak kendine bağlamayı başardı Hitman 2.

Bizzat girip oynama şansım henüz olmasa da bir arkadaşınızla yarıştığınız bir oyun modu Hitman 2’ye eklenmiş durumda. Aynı “Elusive Target” yani belli süreliğine gelen ve o süre zarfı içinde ortadan kaldırmanız gereken hedefler gibi oyuna yeniden oynanabilirlik ekliyor.