Bu yazıda çok fazla ‘prequel’ sözcüğüne rastlayacaksınız, çünkü herhangi bir Türkçe karşılığı yok, maalesef. Ne yapsak? ‘Prequel’e bir Türkçe karşılık mı bulsak? Sitede bir yarışma mı açsak? “Dünya Yıldızı” ne der bu işe? Neyse, biz yazımıza dönelim.
‘Prequel’ ve ‘sequel’ tabirleri son dönemde oldukça sık kullanılır oldu. Geçen Pazar, CNN Türk’te yayınlanan Multiplayer‘ı izleyenler hatırlayacaktır; programda haftanın konusu olarak ‘prequel’ işlenmişti.
‘Prequel’ kelimesini anlamak için öncelikle ‘sequel’ sözcüğünü irdelemek gerekiyor. İngilizce bir sözcük olan ‘sequel’ sözlükte, “takip eden, devamı, sonrası” olarak geçiyor. Özellikle edebiyat, tiyatro ve sinema gibi sanat dallarında kullanılıyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, Iron Man 2, Iron Man’in ‘sequel’i, Türkçesi, devamı.
‘Prequel’ ise, ‘sequel’in başına, “ön”, “öncesi” manasına gelen “pre” takısının eklenmesi (bu durumda “se” harfleri düşüyor) ile meydana geliyor. Yani, “süregelen bir olayın öncesinde yaşananlar” anlamına tekabül ediyor.
Bir ‘Prequel’, önceki yapıta bir “geçmiş hikâye” bölümü oluşturuyor. Aynen ‘sequeller’ gibi ‘prequeller’ de kaynak olan yapıtla aynı planda olmak zorunda değil. Çoğunlukla, orijinal yapıttaki olaylara yol açan arka plana açıklık getiriyor. Fakat bağlantılar bazen belirgin olmayabiliyor. ‘Prequel’ler arada sırada, kasıtlı göndermeler kullanarak, dramatik ironi yaratma adına izleyicinin hikâyenin sonunu biliyor olması üzerine oynar.
“Oxford English Dictionary”e göre ‘prequel’ sözcüğü ilk kez 1958 yılında, Anthony Boucher’in “The Magazine of Fantasy & Science Fiction” için yazdığı, James Blish’in romanı They Shall Have Stars’ı inceleyen bir makalesinde geçmiştir. İfade, genel anlamda ‘70li ve ‘80li yıllarda telaffuz edilmeye başlamıştır.
Bilgisayar ve konsol oyunlarının çoğunluğu bir senaryo içerdiği için ‘prequel’ ve ‘sequel’ oyun dünyasında da yaratıcı ekiplerin sıkça başvurduğu bir pazarlama yöntemi olarak karşımıza çıkmakta.
Peki, sanat ve teknoloji dünyasında, yaratıcıları “prequel” yapmaya yönlendiren asıl faktör nedir? Aslında tamamen duygusal (tam burada, baş parmağımızla, işaret parmağımızın iki boğumu arasındaki bölümü birbirine sürtüyoruz)! Kitaplar, filmler ya da oyunlar (çoğul kullanıyorum zira ‘prequel’i çıkan film, kitap ve oyunun çoğunluğunun ‘sequel’leri var) çok tuttuysa ve maalesef senaryo ya da karakter artık bir yere gelip tıkanıyorsa, yapımcılar hemen eserin ‘prequel’ini yapmaya kalkışıyorlar.
Tabii, düşününce, izleyici açısından da gayet sevindirici bir durum hâsıl oluyor. Star Wars’u ele alalım. Özellikle benim jenerasyonumun hayranı olduğu filmlerin başında Star Wars gelir. 1999 yılında, “Star Wars: Episode I – The Phantom Menace”ın vizyona gireceğini ve aynen öncekiler gibi bir üçleme olacağını öğrendiğimde ne kadar sevindiğimi hatırlıyorum. Çok sevinmiştim çünkü Darth Vader’ın nasıl Darth Vader olduğunu artık öğrenebilecektim.
Biraz kafa patlatırsanız, ne kadar çok ‘prequel’ yapım olduğunu fark ederek şaşıracağınıza eminim. Düşünün bakalım, daha ne filmler, ne kitaplar, ne oyunlar var ‘prequel’i yapılan.
Bir sonraki yazımda, “en iyi 10 sinema filmi ‘prequel’i” ve akabinde “en iyi 10 oyun ‘prequel’i” incelemesi yapmaya çalışacağım. Tabii ki bu 10 film ve oyun keyfime kâhya olarak tuttuğum şahıs tarafından seçilmiştir.