Küçük Dev Oyunlar’ın bu haftaki konuğu, kontrolörü ekrana fırlatmanıza sebep olabilecek olan Titan Souls. Bağımsız İngiliz oyun stüdyosu Acid Nerve’ün geliştirdiği Titan Souls, 28. Ludum Dare Game Jam’de aynı isimle ancak çok daha az içerikle yapılmış ve Genel, Ses ve Ortam kategorilerinde birinciliği alırken Havalılık kategorisinde de üçüncü sırada yer almıştı. Oyunun başarısı ve potansiyeli görülünce, flash’tan yeni motoruna geçirilip daha iyi grafikler ve yeni bir soundtrack ile süslenmiş, üstüne yığınla titan eklenmiş. Sonuç olarak Devolver Digital’ın son yıllarda dağıttığı başarılı indie oyunlardan biri olmaya hak kazanmış. Adından da ipucunu alabileceğiniz gibi, Dark Souls’dan biraz ilham alan oyun, en az onun kadar uzmanlık, zamanlama ve sabır gerektiriyor. İlham kaynağı olan diğer önemli oyun ise Shadow of the Colossus. Colossuslar gibi titanları öldürdüğünüz oyunda sizin de titanların da tek vuruşluk canı var, ancak bir farkla, titanların zayıf noktaları her zaman belirgin değil.
İki boyutlu ve 16 bit grafiklere sahip oyun, GameBoy Color günlerinden fırlamış gibi görünüyor. Klasik 16bit/8bit JRPG’leri andıran bölüm ve karakter tasarımlarına sahip olan oyunun boss dövüşlerinde de bir Legend of Zelda havası var. Sırtını başarılı oyunlara dayayan Titan Souls, kendini özgün kılan özellikleriyle belki aynı zirvelere erişemese de damakta güzel bir tat bırakan, oynanası bir deneyim olarak göze çarpıyor. İnanılmaz basit ve sade kontrolleri, zorlayıcı ve çok çeşitli boss dövüşleriyle hoş bir kontrast oluşturuyor. Yön tuşları dışında sadece iki tuşa bastığınız bir oyun ne kadar zor olabilir ki? Titan Souls bu sorunun cevabını veriyor.
Toplamda 18 tane titanla savaşabildiğiniz oyunda bu güçlü boss dövüşlerinde sadece bir silahınız var. Yayınız ve tek bir okunuz. Ama korkmayın, attığınız oku geri alabiliyorsunuz. Öyle ki, bazı boss dövüşlerinde zaten birden fazla ok atmanız gerekiyor. Ok atma tuşu dışında basabileceğiniz diğer tuş da yuvarlanmaya ve hızlı koşmaya yarıyor. Boss saldırılarından kaçarken işinize yarayan bu hareket, adeta hayat damarınız oluyor. Tıpkı Dark Souls’da olduğu gibi, kaçış ve saldırı zamanlamanız mükemmel olmak zorunda. Tabii bir de nişan kabiliyetiniz. FIFA’yı veya PES’i manual modda oynayan oyuncular bilecektir, analog çubuğunu kullanarak hızlı bir şekilde belli bir yere topu yollamak kolay değildir. Titan Souls’da da oku aynı sistemle atıyorsunuz. Üstelik bunu o kadar hızlı yapmanız gerekiyor ki, saatler sonra alışmış olsanız bile yuvarlanıp sıkmanın stresiyle ıskalayabiliyorsunuz. Boss’ların zayıf noktalarının çok küçük boyutta olması da yine zorlayıcı öğelerden biri oluyor.
Kontrollerdeki zorluk bununla da sınırlı değil. Okunuzu atarken hareket edemiyorsunuz. Neredeyse sürekli hareket halinde olan ve hareketsizken de üstünüze bir şeyler fırlatabilen boss’larla savaşırken bu durum sizi oldukça zorlayabiliyor. Tek sıkımlık canınızın olması da yardımcı olmuyor. Üstelik sadece atarken de değil. Okunuzu atar ve ıskalarsanız, ya da tek ok atmak yeterli olmuyorsa, o oku bir şekilde geri kazanmanız gerekir. Bunu yapmak için koşup oku geri alabilirsiniz tabi, ancak her zaman bu yöntem etkili seçenek değildir. Diğer seçeneğiniz oku atma tuşuna basılı tutarak oku kendinize çekmek. Ama bunu yaparken de hareket kabiliyetiniz engelleniyor. Dolayısıyla ne zaman nereye ok atacağınızı ve geri almanız gerekiyorsa hangi anda geri alacağınızı doğru süzmeniz lazım. Bu sistemin bir avantajı, kendinize çektiğiniz okun da hızlanması ve atılmış bir ok gibi davranması. Bu sayede okla vurmanız gereken çevresel faktörler varsa bunu yapabilir ve eğer çok şanslı veya yetenekliyseniz, boss’un zayıf noktasına kendinize çektiğiniz oku denk getirerek onu yok edebilirsiniz. Hatta bu yönde başarımlar da var. Başarım avcılarına duyurulur.
Oyunda 18 tane boss var ancak son boss’a ulaşmak için yalnızca 12 boss kesmeniz yeterli. 13. boss olarak sonuncuyu keserek oyunu bitirebiliyorsunuz. Bu da sizi fazla zorlayan ve oyun yeteneklerinizle örtüşmeyen 5 adet boss’u pas geçmenizi sağlıyor. Oldukça başarılı bir biçimde, boss dövüşleri kendini tekrar etmiyor ve gayet özgün, eğlenceli ve hem zekanızı hem reflekslerinizi sınayan oynanışlar vadediyor. Defalarca öldükten sonra nihayet boss’un zayıf noktasını bulup onu yendiğinizde aldığınız haz, Shadow of the Colossus’da ya da Dark Souls’da dövüş kazandıktan sonra aldığınız hazla yarışır seviyede. Bu yüzden efsane boss dövüşleri ve muhteşem müzikler eşliğinde güzel bir atmosfer sizi bekliyor. Üstelik klasik aksiyon müzikleri yerine özgün ve daha sakin, daha huzurlu ama mistik müzikleriyle boss dövüşlerine de farklı bir hava katıyorlar.
Son olarak oyunun zayıf yanlarını ele alalım. Benim için oyunun en büyük eksisi, çok az da olsa bazı boss savaşlarında kameranın tüm arenayı kaplamaması oldu. Zaten halihazırda yeterince zor olan oyunda, bir de ok atan bir boss’u göremeden okundan kaçmak ve yine göremeden çok hızla hareket eden bir hedefin yerini tahmin edip oraya sıkmak son derece zor ve adaletsiz. Titan Souls, küçücük arenalarda bile bu tarz suni zorluklar katmadan adil ama zor bir deneyim sunabilen zeki bir oyun. Oyunun geneline gölge düşüremese de 2-3 tane boss’ta bulunan bu sistem kalan güzelliklere yakışmamış. Diğer sorun ise respawn sistemi. Akıllı bir checkpoint sistemiyle her 3-4 boss’u birbirinin yakınına koyuyorlar ve böylece her ölümünüzde çok uzun mesafe yürümeniz gerekmiyor. Ancak kısacık bir mesafe bile olsa o kadar sık ölüyorsunuz ki, boss savaşına direkt o odadan başlamak yerine odaya yürümek zorunda kalmanız bir yerden sonra çok can sıkıcı oluyor. 5 saniye yolda, 2 saniye de savaşı başlatmak için uyuyan boss’a sıkarken geçse sık sık öldüğünüzden o 7 saniyeler çok can yakmaya başlıyor. İnanın bana abartmıyorum, oynarsanız siz de göreceksiniz. Bunların dışında görsel olarak hoş olsa da sürekli kendini tekrar eden mekan tasarımı eleştiriye açık. Şahane müziklere rağmen sadece boss dövüşlerinden oluşan oyunda boss’lar arasında yolculuk yaparken yapacak başka hiçbir şey olmaması, en azından biraz daha çeşitli ve hikayeye dair ipuçları veren bir görsellik ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Tabii hikaye demişken, hala ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok. Oyunda ne hikaye ne de oyunun geçtiği evren anlatılıyor. Sadece titanları öldürüp ruhlarını topluyorsunuz. Umarım bir devam oyunu gelirse biraz daha hikaye içeriğine sahip olur.
Titan Souls, 4-5 saatlik oynanışında bol bol stres ancak başarıyla gelen büyük bir haz ve türü sevenler için genel olarak bolca eğlence vadediyor. Bu 4-5 saate doyamazsanız, oldukça zorlu başarımları açmaya çalışabilir, zor modda oyunu tekrar oynayabilir hatta iron modunda tek canla 18 titanı birden yenmeye çalışabilirsiniz. Bütün bunlar da oyunun tekrar oynanabilirlik seviyesini artırıyor. Yalnız uyarmakta fayda var, kesinlikle sabırsız ve tahammülsüz insanlara göre bir oyun değil. Dark Souls ve Hotline Miami gibi oyunlardan keyif alıyorsanız, benzer bir tadı burada da bulacaksınız. PC, PS4 ve PS Vita’da oynanabilen Titan Souls’u PC’de oynayacaksanız mutlaka bir kontrolör kullanmalısınız, zira oyunun tüm kontrol mekanikleri buna göre tasarlanmış. Önümüzdeki hafta bir başka küçük dev oyunla görüşmek üzere, iyi oyunlar!