Korkularımızın altın çağı dediğimiz bu dönemde Resident Evil fenomenine karşı en iyi cevap Konamiden geliyordu… Resident Evil’ın en büyük rakibi oldu o… Zombi merkezli korku’nun dışına çıkmış, bizi çok tuhaf yaratıklar ve bir oyunda olabilecek en korkunç mekanlarla tanıştırmıştı… En korkunç rüyalarınızdan bile daha ürkütücü gözükebilen bu mekanlar ve yaratıklar insanın olağanüstü şaşırtıcı olabilen hayal gücünü büyük bir cömertlikle ekranlarımıza getirdi. O’nu oynadıktan sonra o kadar etkilenmiştik ki, raydan çıkıverdi genç aklımızın trenleri! O kabusun adı: Silent Hill olacaktı!

silent-hill-cover

1999 yılında Konami tarafından Playstation için çıkarılan Silent Hill’den sonra çok az oyun bizi o kadar etkileyebildi. O zamana kadar bizi en çok korkutan ve etkileyen oyunlardan biri olan Resident Evil ise 3. oyunu ile bizi korkutmayı sürdürürken bu defa karşısında çok güçlü bir rakip buldu! Ama Silent Hill’ın Resident Evil’dan büyük bir farkı vardı: Zombi ve benzeri yaratıklar dışında da insanların korkutulabileceğini gösterdi! Resident Evil aksiyon ve harakete daha çok önem verirken, Silent Hill psikolojik korkuya ağırlık vererek aksiyon dozunu düşürdü ve deliliğin sınırlarındaki insanların hayatlarını görmemizi sağladı. Japonların en çok kullandığı korku teması olan psikolojik korku, Silent Hill’de zirve noktasına ulaştı.

Silent Hill’de nasıl bir kabusun bizi beklediğini aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz

Ana bir hikayenin peşinden gitmeyen Silent Hill’in her oyununda başka sorunlu insanlarla muhattap olmak zorundaydık! Olabilecek en ucube düşmanların arasında hayatta kalabilmek her oyuncunun harcı değildi! Zorlu bulmacaları, hikayelerinin güzelliği, derin karakter analizleri, piramit kafa, ölü hemşireler, mekanların insanı şaşırtan incelikleri ve o unutulmaz sisli havası ile Silent Hill yeni korku fenomenimiz olmuştu. Özellikle Piramit kafa isimli yaratık korku oyunları dünyası’nın en unutulmaz düşmanları arasında yerini aldı. Cehenneme geçiş efektleri ile her yerin kan, demir yığını ve pas haline dönüştüğü oyun bu anlarla bizi adeta büyüledi. Yaratıkların yaklaştığı an telsizden çıkan cızırtılı sesler kabuslarımızın sesi oldu. Tuhaf yaratıklarıyla korkutan Silent Hill, tuhaf insanları ile de bizi şaşırtıyordu! Genelde kayıp olan sevdiğimiz insanları arayarak bu cehennemden kurtulmaya çalıştığımız oyun kesinlikle tüm zamanların en iyi ses ve müziklerine de sahipti.

Amerikada bir kasaba olan Silent Hill, muhteşem bir korku atmosferi sunarak biz korku severlerin yeni ve farklı korkularla buluşmasını sağladı. Sunduğu atmosfer öylesine farklı ve korkutucuydu ki daha önce başka hiç bir oyunda böylesi ürkütücü bir atmosferi yaşamamıştık. Psikolojik korkulara da önem veren Silent Hill korku tarihinin bir başyapıtı oldu. İlk defa bu lanetli kasabayı ziyaret edişimiz bir trafik kazası sonucu kaybolan küçük kızımızı bulmamız içindi. İlk oyunun büyük başarısı serinin devamını getirerek muhteşem bir korku arşivini bize hediye etmiş oldu. Ayrıca daha önce hiç bir korku oyununda duymadığımız ses efektleri ve muhteşem müzikler hep kulaklarımızda çınladı! Silent Hill’in enfes müzikleri atmosferi öyle bir hale getiriyordu ki biz mi onu oynuyoruz o mu bizimle oyun oynuyor anlamıyorduk… Gerçek zamanlı 3 boyutlu grafikler ve tüyleri diken diken eden ses efektleri oyuncuda şahane bir tat bırakıyordu. Sözün özü Silent Hill; anlatılmaz, yaşanırdı…

Silent Hill 2 COVER

Silent Hill 2 (2001) ve Silent Hill 3 (2003) ile devam eden oyunun dünya çapındaki büyük başarısı 2 sinema filminin de çekilmesini sağladı. Bugüne kadar 9 oyun ve 2 sinema filmine sahip Silent Hill efsanesi Resident Evil ile beraber bu dönemin altın çağ olmasını sağlayarak hafızalarımızda derin izler bıraktı. Her oyunda farklı karakterler ve farklı hikayeleri bize sunan Silent Hill bu açıdan da rakiplerinden ayrılıyordu. Özellikle bulmaca ve korkuyu bir arada sevenlerin gözbebeği olan oyun bizlere unutulmaz anlar (hatırlayınız, Silent Hill 2’de piramit kafayla ilk karşılaşma anı!) bırakarak adını unutulmazlar listesine yazdırmayı başardı. Özellikle Playstation 2 için çıkan Silent Hill 2; serinin en iyi oyunu olarak otoritelerce büyük övgüler aldı ve Playstation 2’nin büyük başarısının itici güçlerinden biri oldu. Oyunda, ölmüş karısından bir mektup alan kahramanımız James Sunderland; soluğu Silent Hill’de alıyordu. Çünkü karısı mektubunda onu Silent Hill’de beklediğini yazmıştı… Bundan sonrasını biliyor olmalısınız…

Silent Hill 2’nin sislerle dolu muhteşem atmosferini aşağıda izleyebilirsiniz

2004 yılında çıkan Silent Hill 4: The Room ile farklılaşmaya başlayan seri, eski fanlarını üzmüş ve ilk 3 oyunun başarısını yakalayamamıştı. Yine de bugünkü hayatta kalma-korku oyunlarının durumunu düşünürsek Silent Hill için ilk 4 oyun büyük başarıdır diyebiliriz. Daha sonra gelen oyunlar eski tadı vermemeye ve Resident Evil’ın kaderini paylaşmaya başladı.

Silent_Hill_3_Dvd_ntsc

Silent Hill 4(2004) ile sona erdiğini düşündüğümüz korku oyunlarının altın çağı benim gibi korku severlerin hayatları boyunca unutamayacağı anılar ve izlerle bilinçaltımızdaki yerini almış oldu. Belki çocukluk, belki gençlik heyecanı, belki de hayatımızda ilk defa böyle oyunlar görmemizdi bu kadar etkilenmemizi sağlayan. Ama şu bir gerçek ki bugün bile yaşınız kaç olursa olsun bu oyunları oynarsanız bir parça da olsa etkilenmemeniz mümkün değil! 2004-2005 yıllarından sonra Silent Hill, Resident Evil, Alone in The Dark gibi muhteşem klasiklerin hepsi birer birer yön değiştirmeye başlıyor ve bizi hayal kırıklığına uğratıyordu. Oyunların yeni bir dönemin gerektirdiği şekle doğru gittiğini ifade eden yapımcılar bizim için o altın çağın bittiği gerçeğini anlamamızı sağladı! Artık gençlik korkularımıza, o eski heyecanlarımıza veda etme zamanımız gelmişti! Biz de ister istemez öyle yaptık, bilinçaltımıza o şahane korkuları kazıyarak! Gelecek hafta korku oyunlarının yeni dönemde nasıl bir değişim gösterdiğini ve bunun nedenlerini tartışacağız. Hepinize iyi oyunlar, iyi korkular dilerim!

Hayatlarımızın en büyük korkusu, korku oyunlarımız olsun…

Sayfalar: 1 2 3

3 Comments

  • ugur dedi ki:

    Çok güzel bir yazı olmuş, resident evil 2 gerçekten benim playstation 1 alma nedenimdi. Yazıyı okudukca eski yıllara döndüm, harika bir yazı dizisi olmuş elinize sağlık. 🙂

  • sezer dedi ki:

    Mudur gerçekten guzel yazmışsın.Neden hala bu oyunları salakça hale getırdıler anlamıyorum.Eline sağlık
    Fazla bişey yazmıycam çunku moralım bozuluyor.

    Bu oyunları şimdiki halınde gormek canımı sıkıyor

  • Hakan dedi ki:

    Mükemmel bir makale dizisi, bir yazı ancak beni bu kadar eskilere götürebilir emeğinize sağlık.