Ben Kimim ve Burada Ne İşim Var?

Eğer From Software’in oyun dünyasına kazandırdığı bu yeni türe alışık değilseniz, Bloodborne oynarken sık sık bu cümleyi kurabilirsiniz. Daha önce Demon’s Souls, Dark Souls ve Dark Souls 2’yi (kısaca Souls diye anılır) yapan From Software’in bu yeni oyunu, sanıyorum biraz da yeni nesil Playstation’daki exclusive oyun azlığı nedeniyle yoğun ilgi gördü. Yoğun ilgi demek, bir anlamda Souls tarzı ile ilk kez karşılaşıp eşekten düşmüşe dönen bir dünya oyuncu da var demek. İşte bu başlangıç rehberi oyunun mekanikleri arasında kaybolmuş veya daha önce Souls serisini üstün körü oynamış oyuncular için.

Her şeyden önce bir numaralı tavsiye; Bloodborne oynamaya başlarken genel geçer bütün alışkanlıklarınızı bir kenara koymanız. Çünkü oyunun günümüz oyunları ile çok az ortak kümesi var. Eğer oyuncunun elinden tutmayı artık bir alışkanlık haline getirmiş günümüz tarzını bir kenara bırakıp beyninizi farklı bir tarza göre tekrar formatlarsanız Bloodborne’nun gizem ve heyecan dolu dünyası, ayaklarınız altında sonuna kadar açılır.

O zaman ilk formatı atalım. Bloodborne sizin elinizden tutmaz, o kadar ketumdur ki neredeyse hiçbir şey anlatmaz. Her şeyi kendiniz deneyimleyerek bulmalısınız. Bu durum oyunun konusu ve karakteri için de geçerli. Kısa giriş ara sahnesinden sonra kendinizi biraz boşlukta hissetmeniz normal, oyun daha sonra açıklacak ve hikaye yerine oturacak da diyemiyorum, çünkü açılıp açılmaması tamamen size bağlı, Call of Duty bir Hollywood gişe filmi ise Bloodborne (ve daha genel konuşmak gerekirse Souls serisi) aslında bir Fransız filmidir. Az konuşma, bolca ima, noluyor lan efekti… Uzun lafın kısası hikayeye kafayı takmayın. 🙂

Ufak bir açıklama: Terimleri Türkçe kullandım, ama İngilizce’lerini de yanlarına yazdım.

Sisler içindeki deve dikkat!

Sisler içindeki deve dikkat!

Öldürüyorum, Öldürüyorum Popom Kuru Kalıyor!

İlk ders: Kan Yankıları (Blood Echoes) sen bizim her şeyimizsin! (Bundan sonra kısaca Kan diyeceğim)

Gerçekten öyle, bu oyunda Kan her şey. Karakterinizin seviyesini (level) onunla yükseltecek, alet edevat ve ekipmanları onunla alacaksınız. Kan, yaratıkları (bundan sonra kısaca mob diyeceğim) öldürdükçe kazanılır. Bir nevi harcanabilen deneyim puanıdır (xp). O an kaç Kan sahibi olduğunuz ekranın sağ üsttünde yazar. Öldüğünüz zaman, henüz harcamamış olduğunuz Kan puanlarınız düşer ve sıfır olur. Eğer öldüğünüz noktaya tekrar geri dönebilirseniz, seyrek olarak da olsa öldüğünüz noktanın yakınlarında düşen kanı bulup alabilirsiniz, fakat çoğunlukla öldüğünüz noktadaki bir mob sizin kanları almış bir şekilde etrafta dolaşıyordur. Bu mobun gözleri mor mor parlar, eğer onu öldürebilirseniz kanlarınızı geri alırsınız. Eğer kaybettiğiniz kanı almaya giderken tekrar ölürseniz bye bye happiness, bir bardak soğuk su, kanlar gitti gider.

Kısacası ilk dersten aldığımız sonuç; üstünüzde büyük miktar kan ile dolaşmayın, büyük miktar o anda bulunduğunuz seviyeye göre değişir. Oyunun başında 2-3 bin büyük miktarken sonra bir önemi kalmaz. Eğer o an size seviye atlatacak kan miktarının 2 katı kadar kan ile dolaşıyorsanız risk aldınız demektir, daha azı için ölseniz de çok üzülmeyin.

Buradan ikinci derse geliyoruz, kanları nasıl kullanıp seviye atlayacağız?

Elimde Sahibinden Hiç Kullanılmamış Kan Var Ne Yapayım?

Nasıl seviye atlanacağını söylemeden önce kanlarınız ile yükselteceğiniz karakter özelliklerinden (stats) bahsedeyim.Bu aynı zamanda oyunun en başında karakter yaratma sırasında nasıl seçim yapmanız gerektiği konusunda da yardımcı olur.

6 adet özellik var, her özelliğin yanında o özelliğin kaçıncı seviyede olduğu yazar. Bulduğunuz kanlar ile bu seviyeleri arttırırsınız, bir özelliği 1 puan arttırmak sizin seviyenizi de 1 puan artmasını sağlar. Her özelliğin bir soft seviye tavanı vardır, bu seviyeyi geçtiğinizde yükseltmenin etkisi azılır.

Bloodborne

Canlılık (Vitality): Karakterinizin sağlık puanı. Ne kadar çok o kadar yüksek. Soft seviye tavanı: 30. Yani seviye 30’a kadar verdiğiniz her puan sağlık puanınızı 30 arttırır, Seviye 30’dan sonra 5 arttırır. (Her özellik için artış miktarı farklıdır)

Dayanıklılık (Endurance): Stamina ve direnç değerinizi arttırır. Stamina sol üstte sağlık barının altındadır ve koştukça, silah kullandıkça azalır. Stamina bittiğinde silahınız ile vuruş yapamazsınız. Birkaç saniye beklediğinizde tekrar dolar. Direnç ise size verilen hasarlara ne kadar direndiğinizdir. Yüksek direnç daha az hasar alacaksınız demektir. Soft seviye tavanı: 40

Kuvvet (Strenght): Kuvvet ve Yetenek özellikleri sağ elinizdeki silahın verdiği hasarı etkiler. Kuvvet ağır fiziksel hasar veren silahlar için. Ayrıca bazı silahları kullanabilmek için o silahın istediği Kuvvet puanı gerekir. Soft seviye tavanı: 25

Yetenek (Skill): Kuvvet gibi sağ el silahının hasarını etkiler. Daha hızlı silahlar genellikle bunu kullanır. Soft seviye tavanı: 25

Kanrengi (Bloodtinge): Sol elinizdeki ateşli silahınızın kurşunlarının hasarını arttırır. Soft seviye tavanı: 25

Arkana (Arcane): İki işe yarar, moblardan düşen eşyaların düşme oranı artar ve silahlarınıza eklediğiniz ateş, yıldırım gibi elemental güçlerinin verdiği hasarı arttırır. Soft seviye tabanı: 25

Hangi özelliğini arttıracağınız sizin oynama stilinize bağlı. Ben mesela, ateşli silahtan çok hazzetmediğim için (oyunun ilerleyen bölümlerinde hayli üzüleceğim büyük ihtimalle) Kanrengi’ni yükseltmiyorum. Hangi yoldan ilerlerseniz, ilerleyin başlangıç aşamasında Canlılık ve Dayanıklılık özellikleri 16 – 17’den yukarı çıkartmayın. Çünkü oynayınca göreceksiniz ki can puanınızı arttırmak ölmenize engel değil, tam tersine sizin hasar vermeniz en azındna başlangıç aşamasında daha önemli. O yüzden ben Canlılık’a abanırım zor ölürüm geçer akçe değil. Oyunun başında kendi verdiğiniz hasarı arttırmak daha mantıklı.

Oyunun en başına karakter yaratma ekranına dönersek, seçtiğiniz asker, soylu vs gibi seçimlerin çok büyük bir önemi yok, örneğin asker seçtiğinizde oyuna başlarken Canlılık bir fazla olur da diğerinde öbürü fazla olur çok değişmez, çünkü oyunu oynadıkça zaten vereceğiniz puanlarla karakterinizi siz şekillendireceksiniz.

Özellikleri Anladık, Elimde Kan da Var Ama Nasıl Harcayacağım Çıldıriciiim!

Çıldırırsın, öyle kolay değil. Kan buldum hadi koşa koşa seviye atlayım, yok öyle! Önce biraz sıkıntı çek, uğraş, bu oyunda hiçbir şey kolay değil!

Bu noktada Sezgi (insight) işin içine giriyor. Sezgi, Kan puanınızın hemen altındaki göz simgesinin karşısında yazar. Coop mekanizması için kullanıldığı gibi farklı işlerde de kullanılır. Bir boss gördüğünüzse sezgi 1 puan artar, boss’u yendiğinizde 2 puan artar. Ayrıca sezgiyi arttıran eşyaları kullandığınızda da artar, başka bir oyuncuya yardım ettiğiniz, boss’u öldürebilirseniz 1 puan daha artar.

Oyunda eviniz diyebileceğiniz Avcı’nın Rüyası’nda (Hunter’s Dream) bir köşede oturmakta olan taş bebek (oyun taş bebek diyor da aslında taş kadın demek daha doğru, (taş o anlamda değil!)), sezginiz 1 olduğunda canlanır. Topladığınız kanları bu kadında harcayarak seviye atlayabilirsiniz.

Yani oyuna başladığınızda bir süre seviye atlayamayacaksınız, ilk boss’u gördüğünüzde veya başlangıç alanındaki sezgi veren eşyayı bulduğunuzda seviye atlamaya başlayabilirsiniz.

Bu taş bebek! ile seviye atlayın.

Bu taş bebek! ile seviye atlayın.

Silahımı Kırdım Sapı Elimde Kaldı

Çok yaralı ipucu: R3 Mucizesi! R3 çok yararlı bir tuşumuzdur. Menülerde bastığınızda o ekran gördüğünüz hemen hemen her şeyin açıklamalarına ulaşırsınız. Savaş esnasında ise bir mobu hedeflemek için kullanırsınız.

Evet, eğer moba vuracağım derken silahınızı dağa taşa vurursanız, kırarsınız. O yüzden saldırmadan önce mutlaka R3’e basarak mobu hedeflemelisiniz. Hedefleseniz de silahınız zamanla zarar görmeye başlayacak (düzgün kullanırsanız çok çok yavaş bir şekilde). O yüzden silahlarınızın bakımını ihmal etmeyin.

Avcı’nın Rüyası’ndaki evin içinde sağ tarafta kalan tezgahı kullanarak, silahınzı tamir edebilirsiniz. Ayrıca silahları da güçlendirmek mümkün. Bunun için özel taşlar bulmalısınız. Hangi silahı güçlendirmek için hangi taşı bulmanız gerektiği güçlendirme ekranında yazar. Bir silahı güçlendirdiğiniz yanında +1, +2 gibi bir rakam yazar. Oyunun başlangıç yerlerinde her silahı +3 yapmak çok kolaydır, daha sonra güçlendirme için istenen taşlar değişir ve ilerideki bölümlerde düşmeye başlar.

Bloodborne

Ayrıca silahlara rün de eklenebilir. Bunun için öncelikle Kan Cevheri Ataölye Aleti’ni (Blood Gem Workshop Tool) bulmanız gerekli. Bu alet oyunun başlangıç boss’larından Father Gascoigne’yi öldürdükten sonraki girdiğiniz kitaplıkta bir sandıkta duruyor. Bu cihazı bulduktan sonra yine Avcı’nın Rüyası’nda silah atölyesinde moblar’dan düşen rünleri silahınıza takabilirsiniz. Böylece silahların daha çok hasar vermesini sağlarsınız.

Sağ elde taşıdığınız silahların uzun ve kısa menzil olarak iki modu mevcut, bunlar arasında L1 ile geçiş yapabilirsiniz. Örneğin tek başına incecik bir kılıç L1 ile dev bir çekiçe dönebilir, veya oyunda benim de en zevk aldığım silahlardan birinde bir kılıç L1’e bastığınızda dikenli bir kamçı oluyor. Kullanacağınız silahları yine oyun stilinize göre seçin. Kullanımı yavaş olan ama büyük hasar veren silahlar olduğu gibi, arı gibi sokan silahlar da var. Tamemen size kalmış.

R2 hafif atak yaparken R1 ağır atak yapar. Eğer R1 veya R2 tuşuna uzun süre basarsanız tınnn diye bir ses gelir ardından çok güçlü bir vuruş yaparsınız. R2 ile bir kere vurduktan hemen sonra L1’e basarsanız silahınız diğer moda geçerken bir daha vurur. Eğer bir moba arkadan sessizce yaklaşabilirseniz silahınız kısa menzildeyken R2’ye basılı tutup hemen ardından R1 yaparsanız adamın ciğerini sökersiniz. Yeni bir silah aldığınızda bol bol denemeler yapın.

Oyunun en azından başlangıcında ateşli silahınız moblara zarar vermekten çok onları durdurmaya yönelik, bir mob size tam saldırdığı anda ateş ederseniz onu stun edersiniz, sonra beyninin reçelini akıtırsınız.

Oyundan Çıkacam Ama Menüde Save Yok?

Evet yok ve hiçbir zaman da olmayacak. Ayrıca oyunda auto save’de yok. Tek save noktası bulduğunuz lambalar (bonfire). Öldüğünüzde daha önce doğduğunuz lambada tekrar dirilirsiniz. Oynadınız, oynadınız, eşek yükü ile kan birikti, artık hafiften tırsmaya başladınız, topladığınız yüksek miktarda kan sizde stres yaratmaya başladı. İki seçeneğiniz var, ya yeni bir lamba bulana kadar ilerlemeye devam edip her şeyi riske atacaksınız, ya da gittiğiniz bütün yolu geri dönüp lambaya geri döneceksiniz. Eğer ikinci seçeneği seçerseniz, öldürdüğünüz bütün moblar dirilecek (bosslar ve mini bosslar hariç).

Yeryüzünün en büyük ikilemine hoşgeldiniz! Geri mi döneyim yoksa ilerleyim mi? Kolay gelsin 🙂

Çok Zorlandım Yok Mu Yardım Edecek?

Var, elbette var. Ama Bloodborne’da coop mekanikleri de nasıl desem… şey, biraz antika!

Bir kere her istediğiniz yerde yardım alamazsınız. Yardıma gelen adam işi bittiğinde gider. Yani Bloodborne’da coop birlikte oynamaktan çok, yardıma ihtiyacı olana hızlıca yardım etmek için kullanılıyor.

Geçemediğiniz bir boss var, Boss’un açıldığı sis kapısının önüne geldiğinizde oyunun başlarında size verilen Çağrı Çanı’nı çalarsanız diğer oyunculara yardıma ihtiyacınız olduğunu söylersiniz. Çağrı Çanı’nı çalmak size 1 sezgi puanına mal olur. Çağrınıza başka oyuncular cevap verirse, en fazla 2 kişi daha oyununuza katılır, boss’a dalmadan önce isterseniz yakın çevrede dolaşabilirsiniz, fakat o alanı terk edemezsiniz. Boss’a daldığınızda eğer siz ölürseniz, yardıma gelenler kendi oyunlarına döner, eğer siz boss’u öldürebilirseniz normalde alacağınız kandan daha azını alırsınız ve yardıma gelenler otomatik olarak oyunlarına dönerler. Eğer savaş esnasında yardıma gelen oyuncular ölürse yine kendi oyunlarına dönerler ve siz boss ile tek başınıza burun buruna kalırsınız. 🙂

bloodborne1

Yardıma gitmek ise biraz daha çetrefilli. Yardıma gitmenize yarayacak olan Küçük Çınlayan Çan’ı alabilemek için öncelikle sezgi puanınızı 10 yapmalısınız. Bunu yaptığınız vakit, Avcı’nın Rüyası’nda yeni bir satıcı çıkacak ve buradan sezgi puanı karşılığı Küçük Çınlayan Çan’ı alabileceksiniz. Başkalarının yardımına gitmek için yine boss yakınlarında bu çanı çalın. Eğer o bölgede yardım isteyen varsa onun oyununa gideceksiniz. Bu çanı çalmak için sezgi puanı gerekmez ve yardıma gittiğiniz oyuncu ile boss’u yenebilirseniz boss’tan gelen kan puanına ek olarak 1 sezgi puanı ile ödüllendirilirsiniz.

Peki bir arkadaşınız ile nasıl bir araya geleceksiniz? İşler iyice çetrefilleşiyor. Bunun için oyun menüsünden ayarlara gelip ağ kısmını açıp şifre kısmına bir şifre girmelisiniz. Arkadaşınız da bu şifreyi girip yukarıda anlattığım prosedürleri yaparsanız bir araya gelebilirsiniz.

Tavsiyeler

– Bulduğunuz eşyaları bu neymiş diye hemen kullanmayın. Açıklamasını dikkatlice okuyun, eğer birşey anlamadıysanız önce internetten ne işe yaradığına bir bakın. Bazı eşyaların birden fazla kullanımı olabilir, ve eğer çok nadir çıkan bir eşyayı heba ederseniz kafanızı taşlara vurursunuz.

– Her zaman temkinli olun. Daha önce 100 kere öldürdüğünüz bir moba bile laga luga dalmayın, o 100 kere öldürdüğünüz mob size öyle bir vurur ki feleğiniz şaşar

– Oyunu mutlaka çevrimiçi oynayın. Yerde bulduğunuz notları okuyun. Bu notlar sizi bir tuzaktan koruyabilir! Eğer notu beğendiyseniz olumlu puan verin. Siz olumlu puan verdiğinizde o notun sahibinin sağlığı dolar! Böylece sizden belki onbinlerce kilometre uzakta kendi evinde oyunu oynayan başka bir avcıyı ölümden kurtarabilirsiniz!

– Elbette siz de bol bol not bırakın. Trollük yapmayın!

– Ateşli silahınızı mobları stun etmek için kullanmayı unutmayın.

– Oyunun başında seviye atlamanızı sağlayacak 1 sezgi puanını bulana kadar elde ettiğiniz kanları saklamayın, Avcı’nın Rüyası’ndaki satıcıdan bol bol iksir alın depolayın
Öldürdüğünüz bir mobdan düşen eşya üzerinizde maksimum ise otomatik olarak deponuza gider. Üzerimde 20 şişe var demeyin fazlası depoya gider.

– Kurşununuz bittiğinde dpad’in yukarı tuşuna basarsanız, bir miktar sağlık verip 5 mermi alırsınız.

– Son olarak, temkin, dikkar, sabır. Bunlara uyarsanız sizden kralı yok!

Umarım yararlı olmuştur, bir de şuraya SinglePlayer’da Onur ile yaptığımız incelemeyi bırakalım. İyi Avlar!