Bakmayın bugünlerde başımızı bilgisayar monitörlerinden ve konsolumuzun bağlı olduğu televizyonlarından kaldıramıyor, karşınıza hep dijital oyunlar ile çıkıyor olsak da oyunculuğa nereden başladığımızı unutmadık.
Karşımıza Türkiye yakın siyasi tarihini konu alan bir masaüstü oyunu olan İhtilal çıkınca da hemen bunu özümüze dönmek için bir fırsat olarak gördük ve İhtilal’i geliştiren 3 kişilik dev ekibin iki üyesi, Tunca Zeki Berkkurt ve Sinan Atamer ile röportaj yaptık. Oyunu ben daha fazla anlatmayayım, buyurun yaratıcılarıyla yaptığımız keyifli söyleşiyi okuyun.
Öncelikle oyundan başlayalım. İhtilal tam olarak ne tür bir oyundur?
Zeki Berkkurt: İhtilâl bir kutu oyunudur. 2 kişilik bir masaüstü strateji oyunu. 1950 ile 80ler arası Türkiye’de geçer ve oyuncular Altı Ok ve Kırat’ı oynayarak Türkiye siyasetine yön verirler. Oyuncular oyun tahtasına pullarını koyarak ülke coğrafyasında ve kurumlarında hakimiyet elde etmeye çalışırlar.
İhtilal’in arkasında kaç kişilik bir ekip var? Ekibinizden ve yaptıkları işlerden biraz bahsedebilir misiniz?
Zeki Berkkurt: Biz aslında topu topu 3 kişiyiz. Sinan ve ben oyunun tasarımını yaptık. Bir de editörümüz var, Sedef Gözet. Bununla birlikte pek çok arkadaşımız bize iyi bir oyunda olması gerekenler konusunda yol gösterdi. Zaten birlikte oyun oynadığımız arkadaşlarımız olmasaydı, İhtilâl de olmazdı.
İhtilâl’in sanat tasarımını, yani pullarını, oyun tahtasını, illüstrasyonlarını, kısacası görsel her şeyini Sinan yaptı. Ben de oyun tasarımı kısmını, yani oyunun mekanikleri ve kurallarını, temasını yaptım. Kısacası çizilen her şey Sinan’ın, yazılan her şey de benim kalemimden çıktı.
Tabii bütün bir yığının uzaktan da olsa bir oyuna benzemesi için birilerinin bizim arkamızı toplaması gerekiyordu. Sağolsun çok sevgili editörümüz Sedef, büyük emek vererek İhtilâl’in yayına hazır hâle gelmesini sağladı.
Sinan Atamer: Bize yardım eden bir sürü arkadaşımız ve tanıdığımız mevcut. Gerek Manevi gerek playtest – fikir alışverişi, düzeltmeler vb derken projede emeği geçen insan sayısı 10’dan fazladır.
İhtilal fikri nereden ortaya çıktı? Masaüstü oyunlar geçmişte gördükleri rağbetten bugün itibariyle oldukça uzakken, böyle bir proje size de ürkütücü gelmedi mi?
Zeki Berkkurt: Aslında ilk sorunun yanıtı ikinci sorununkine bağlı ortaya çıkıyor. Masaüstü oyunlar her zaman elektronik oyunlara göre çok daha sadık bir kitleye sahipler. Aynı bilgisayar oyununu 20 yıl boyunca oynayan az insan tanıyabilirsiniz (bu durum kuvvetle muhtemel 20 yıl sonra da böyle olacaktır), oysa ki ben 40-50 yaşlarında birçok amca tanıyorum aynı masaüstü oyunları oynayan. Örneğin özel ders verdiğim bir çocuk vardı, babasıyla Axis&Allies muhabbeti yapardık hep, zira adam üniversite yıllarından beri arkadaşlarıyla düzenli olarak oynuyormuş. Ben bir Age of Empires fanıyım, aynı şeyi bu oyun için söylemek zor olur. Dolayısıyla gerek fuarlarda (Essen Game Fair) gerekse sanal ortamda (BoardGameGeek) masaüstü oyunlara olan ilgi sürekli olarak artıyor. Türkiye’de bile eskiden yalnızca Risk ve Monopoly varken, şimdi Catan, Dixit gibi oyunları bile bulabiliyorsunuz. Dolayısıyla düzenli olarak masaüstü oyunlar oynayan insanlar için ürkütücü gelmek şöyle dursun, daha ziyade “neden yapmıyoruz?” gibi bir algı yaratmakta mevcut ortam ve pek çok arkadaşımızın da tasarımları mevcuttur. Tabii gerçekleştirme kısmını geçen olmuyor, orası zahmetli.
İhtilâl de böyle bir ortamda ortaya çıktı. Türk siyasî tarihinden çok iyi oyunlar çıkabileceği konusunda bir çok arkadaşımız hemfikirdi. Bizim her hafta düzenli olarak oyun oynadığımız bir topluluğumuz vardı, oradan arkadaşlar benim böyle bir işe girişip girişmeyeceğimi sordular, ben de aldım elime kalemi oyunu yazmaya başladım. Yıl 2012’ydi. Daha sonra birkaç parça kartona oyunu bastırdım. Baktım fena gitmiyor, Sinan’ın kapısını çaldım görsel tasarımı yapsın diye… Sonra kontrolden çıktı işler.
Sinan Atamer: Bu sorunuzdan çok emin değilim. Indie oyun firmaları, kickstarter ve internet sayesinde bana kalırsa masaüstü oyunlara olan rağbet geçmişe göre çok daha artmış olabilir. Eğer biraz incelerseniz bir sürü grup, forum, şirket ve kulüp bulabilmeniz mümkün. Ayrıca FantasyFlight Games gibi çok ufak başlayıp doğru kararlar ve güzel oyunlarla bir anda parlayan bir sürü şirket var. Evet internet üstünden oynanan çok oyunculu oyunlar daha fazla oynanıyor olabilir, ama gördüğüm kadarıyla gayet geniş bir masa üstü oyunu oynayan kitle mevcut ve her geçen gün artmakta. Başka bir açıdan yaklaşmak istersek masaüstü oyunların bilgisayar oyunlarına kıyasla daha içine girilebilir ve sıcak bir havası var. Özellikle “oyun” kavramına uzak insanlarda bunu gözlemleme şansım oldu.
Ürkütücü gelip gelmemesi konusunda, sanırım amatör yaklaşım şeklimiz ve profesyonel hayatımızın yoğunluğu sayesinde ne olup bittiğini anlamadık bile. Ben bazı geceler işten saat 11 gibi gelip bilgisayarı açıp oyun üstünde revizyonlar yapıyordum. Zeki de aynı şekilde, ki muhtemelen daha ağır bir tempo ile, çalışıyordu. O yüzden bu sefer biraz kaotik ve hızlı bir şekilde korkmadan bitirebildik projeyi. Bir sonrakinde daha çok planlama ve belki daha çok korku olabilir tabii.
İhtilal’i nasıl finanse ettiniz? Bildiğimiz kadarıyla Kickstarter ile bir başlangıç yaptınız, bu süreç nasıl geçti? Hedeflerinize ulaşabildiniz mi?
Zeki Berkkurt: İhtilâl kickstarter’da koyduğu bütün hedeflere ulaştı ve hemen hemen hepsini gerçekleştirdi (eksikleri tamamlıyoruz) kickstarter kampanyamız beceriksizliklerimizle dolu olmasına karşın çok fazla destek gördü. Hele yabancıların ilgisini hâlâ idrak edebilmiş değilim. Aslında işleri biraz da sıkıntıya sokan benim açımdan bu oldu. Bir kere insanlardan parayı aldınız mı o işi yapmak zorundasınız. O noktadan sonra artık amatör ruhunuzu kimseye anlatamazsınız çünkü insanlar bir oyun bekliyorlar.
Oyun ne zaman hangi yollarla satışa sunulacak? Bugün satın almak istesem, ne yapmam gerekir?
Zeki Berkkurt: Oyunun dağıtımı için çeşitli dükkanlarla konuşmaktayız. Web sayfamız www.keneproductions.com adresi hazır olunca buradan da almak mümkün olacak. Bunun dışında çeşitli oyun etkinliklerinde İhtilâl’in standı olacaktır. 12-13 Eylül’de İstanbul Üniversitesi’nin ICON ’15 etkinliğinde olacağız.
Oyunun fiziksel olarak baskısı, üretimi vs. aşaması nasıl geçti? Facebook sayfanızdan yaptığınız paylaşımlardan anladığımız kadarıyla kutuyu, zarları, oyun tahtasını hep ayrı ayrı yaptırmak durumunda kaldınız. Bu süreç meşakkatli miydi?
Zeki Berkkurt: İşin bu kısmı 3 aylık çok yoğun bir süreçti. Gerek editörümüz, gerekse ben sürekli matbaalarda koşturduk. Tabii en büyük sıkıntı Türkiye’de kimsenin kutu oyunu üretmiyor olması. Atölyelerin başında bekleyip ne istediğinizi çok açık anlatıp, işin başında beklemeniz, hatta bazen müdahale edip bazı kararlar vermeniz gerekiyor. Dediğiniz gibi oyunun her parçası farklı makinalardan çıkıyor, dolayısıyla idare etmeniz gereken birden fazla istasyon var. Söyleyebilirim ki çok yorucu geçti, ama çok da şey öğrendik.
Biraz da oyunun kendisiyle ilgili konuşalım. Öncelikle oyunu tasarlarken esinlendiğiniz herhangi bir başka oyun oldu mu? “Şu oyunu bilenler İhtilal’den de hoşlanabilirler” diyebileceğiniz bir oyun var mı?
Zeki Berkkurt: Twilight Struggle adlı ünlü oyun fitili ateşleyen oldu. Bu da iki kişilik bir oyun ve Soğuk Savaş’ı konu alıyor. Oyuncu arkadaşlar bana “bunun Türkiye olanı yapılamaz mı?” diye sordular, ben de bir göz atmaya karar verdim. O kurallarla yapılamazdı ama, oyunu baştan kurmak gerekti.
Twilight Struggle’ın yanısıra, Paradox’un oyunlarını seven bilgisayar oyuncuları da İhtilâl’i seveceklerdir kanımca. Bunun dışında oyun strateji severleri hedefliyor.
Oyunda şans faktörü önemli bir etken mi? Yoksa başarı daha çok oyuncuların belirlediği stratejilere göre mi geliyor?
Zeki Berkkurt: Oyunda zar atılan kısımlar var. bunun dışında her el 1 ya da 2 olay kartı çekiliyor. Olay kartlarının kime yarayıp, kime vuracağı sorunsal. Ama oyun bir strateji oyunu en nihayetinde, önemli olan elinizdeki kaynağı en iyi şekilde değerlendirmek ve rakibinizin hamlelerini kısıtlamak.
Türkiye’nin yakın siyasi tarihini konu alan bir oyunun o dönemlere bolca gönderme yaptığından eminiz. Bizimle paylaşabileceğiniz bir iki örnek var mı?
Zeki Berkkurt: Aslında oyun olduğu gibi bunlardan oluşuyor bile diyebilirim. Bir kere olay kartlarında yazanların tamamı yer ve zamanlarıyla Türkiye’de yaşanmış şeyler. Oyun bileşenleri de mümkün olduğunca dönemi hissettirecek şekilde tasarlandı. Bunun dışında oyunun kuralları da oyunculara dönemin klişe sözlerini keşfettirecek şekilde düşünüldü; örneğin herhangi bir seçimler adımında iktidar el değiştirince, yeni hükümet oyuncusu eskisinin bıraktığı ekonomik durumdan ötürü “enkaz devraldık” diyebiliyor.
Oyunun konu aldığı tarihe yönelik bilgiye sahip olmak oyunda başarılı olmak için küçük de olsa bir etken olarak düşünüldü mü? Yani örneğin döneme dair çok okumuş kitap kurtları, nazaran daha apolitik kişilere karşı bir avantaj sağlıyor diyebilir miyiz?
Zeki Berkkurt: Yani, hem evet hem hayır. Aslında oyun hiç bilmeyenlerin oynayabileceği şekilde tasarlandı. Ancak oyuncular oynadıkları takımın ruhuna göre kararlar verirlerse hem daha iyi bir oyun çıkarırlar hem de çok keyif alırlar bence. Yani role girmek önemli.
Sinan Atamer: Oyun oynamaya alışkınsanız ve kafanız çalışıyorsa bence tarih bilmenin avantajı çok olmaz. Ama yakın tarihi biliyorsanız oyundan aldığınız zevkin kat ve kat artacağına eminim. Benim gayet limitli bir yakın tarih bilgim vardı ve bu yüzden oyunumuzu oynarken bazen ilgim ve dikkatim dağılıyordu. Ama birçok arkadaşımı oynarken izleme şansım oldu ve tarih bilgisi yerinde olan arkadaşlarımın kahkahalar atarak ve eğlenerek oynadıklarını gördüm. Ayrıca kenarda oturup izleyerek muhabbete dahil olup yavaştan tarih öğrenme şansınız da mevcut!
Oyun dünyasında rekabetçi oyunlar ve eSpor yükselişte. İhtilal’in bu trendin bir parçası olması mümkün mü? İhtilal’i daha çok aile/arkadaş arasında oynanabilecek eğlenceli bir oyun olarak mı tasarladınız? Yoksa rekabetçi yanı ağır basan ve belki turnuvalarının bile yapılabileceği bir oyun mu İhtilal?
Sinan Atamer: Gayet ilginç bir yerden yaklaştınız. Açıkçası bu oyunun eSpor gibi internetten insanlar tarafından izleneceğini hayal edemiyorum şu aşamada. Ayrıca XWing, Warhammer ya da Infinity gibi turnuvalarının video kaydının yapılacağı bir masaüstü oyun formatı nasıl çalışır emin değilim. Bunu birkaç kez BattleReport olarak YouTube kanallarında gördüm, ama izlenme sayısı gayet az oluyor ve açıkçası kamera limitasyonu ve kart okuma zorunluluğu yüzünden sıkıcı oluyorlar.
Günümüzde eğlence sektörünün gittiği yerlere bakarsak, Twitchte LoL/Dota2/SC2/CS turnuvaları gibi 200.000 kişinin evinde oturup İhtilal maçı izleyeceğini sanmıyorum. Ne oyunumuz o kadar hızlı ne de o kadar Asyalı kızımız mevcut. Bu oyunu daha çok bi yandan muhabbet edip bi yandan kahkahalar eşliğinde oyunu oynayan çok yakın bir arkadaş grubunun oyunu olarak hayal ediyorum.
Vaktinizi ayırdığınız için teşekkürler. Son olarak eklemek istediğiniz, bir şey var mı?
Zeki Berkkurt: Biz teşekkür ederiz. Bize maddi manevi destek olan herkese çok teşekkürler. Umarım onlar da tatmin olmuşlardır
Sinan Atamer: Çok değişik bir deneyim oldu bizim için ve çok fazla şey öğrendik. Yardımı dokunan herkese bir kez daha teşekkür etmek isterim. Umarım ileride daha başka projelerle daha çok eğleniriz.