En son George Miller’ın Mad Max: Fury Road filminde rol alan ve dünyanın en güzel kadınları arasında gösterilen Charlize Theron, Soğuk Savaş döneminde geçen bir casusluk filminde yer alacak.

Keanu Reeves’in başrolünü üstlendiği John Wick’in yönetmen ikilisi Chad Stahelski ve David Leitch tarafından çekilecek film, Antony Johnston‘ın The Coldest City isimli grafik romanının bir uyarlaması olacak ve senaryosunu da 300, Act of Valor ve gelecek Aquaman filmlerinin senaristi Kurt Johnstead tarafından kaleme alınacak.

John-Wick-Keanu-Reeves2

Chad Stahelski ve David Leitch’in önceki filmi John Wick, Rus mafyası tarafından köpeği öldürülen emekli bir seri katilin çılgına dönüp adamların hepsini tepelemesini işleyen bol aksiyonlu, bol kanlı bir yapımdı. The Coldest City uyarlaması filmin bu kadar kanlı olacağı düşünülmezken aksiyonunun bol tutulacağı tahmin ediliyor.

Diğer yandan Stahelski ve Leitch’in, John Wick’in devam filmi üzerinde çalışıyor olduğu da alınan duyumlar arasında. Ama görünen o ki bu iş, The Coldest City’nin yapım çalışmalarının ertesine bırakılacak. İkinci filmin biraz gecikecek olması John Wick’in de işine yarayacaktır; zira onca silah yarasının, balkondan atılması sonucu oluşan kırıkların iyileşmesi kesinlikle biraz zaman gerektiriyor.

The Coldest City’nin yazarı Antony Johnston için de bir paragraf açalım; Johnston, aralarında Marvel’in Daredevil’ı, Shadowland’i, Wolverine’i gibi bir çok grafik romanın yazar kadrosunda bulunmasının yanında kendine ait birçok grafik roman dizilerine sahip saygın bir grafik roman yazarıdır. Diğer yandan Deadspace, Shadow of Mordor ve Zombie U gibi konsol oyunlarının altında da imzası vardır. Özellikle grafik roman hayranı okurlarımızın Antony Johnston’ın kişisel web sitesini incelemesini öneririz.

aj-mainheader

The Coldest City’nin konusu da kısaca şöyle:
Kasım 1989. Komunizim çökmektedir ve Berlin duvarı da yıkılmak üzeredir. Ama bundan önce yerine getirilmesi gereken son bir casusluk işi kalmıştır. İki hafta önce, Berlin’de gizli görevdeki bir MI6 subayı öldürülmüştür. Bu subay üzerinde, Doğu’daki bir kaynaktan elde ettiği ve sözde Berlin’de her iki taraf adına görev yapan bütün istihbarat ajanlarının dahil olduğu bir listeyi taşımaktadır. Cesedine ulaşıldığında, bu çok değerli bilgi subayın üzerinde bulunamaz. Bunun üzerine, İngiliz ajanlarının hayatını korumak adına, daha önce Berlin’le hiçbir ilişiği olmayan, deneyimli casus Lorraine Broughton bölgeye sevkedilir.