Geçen hafta başladığımız “hangi diziler neden izlenir – izlendi” yazı dizimizin bugünkü bölümünde 10 diziye daha kısaca değineceğiz.

“Hangi dizileri neden izliyorsunuz? Ya da “berbat” olarak nitelendirdiğiniz bir dizide hoşunuza gitmeyen ne oldu? 140 dizi için kendi “izlenebilirlik” kriterlerimi çıkardım, buyrun bir göz atın…” diye başlamıştım söze ve kendimce bir TV yapımının izlenebilirlik kriterlerini ortaya koymuştum. Kurgunun öneminden girip, senaryo o kadar da iyi olmamasına rağmen oyuncu kadrosunda bulunan abilerin, ablaların bir diziyi izlenebilir kılabileceğinden dem vurmuştum. Dizi bana daha önceden bilmediğim, duymadığım bir şeyler öğretmeliydi. Hayal gücünün sihrini patlatmalıydı, psikopat senaryolarla ağzımızı bir karış açık bırakmalıydı. Psikopat senaryo deyince Predestination’ı izlemediyseniz izleyin derim. Benjamin Button’dan beri izlediğim en uçuk senaryoya sahip.

Her bölümünde 10 diziye yer vereceğim serinin bugünkü bölümüde de kısa cümlelerle yine on dizi hakkında bir kaç kelam ettim. Hatırlatmakta yarar var, sıralamam alfabetik sırayladır. Hadi bakalım buyurunuz…

BEING HUMANBeing Human – Bir vampir, bir kurtadam ve bir hayalet bir gün bir bara girmiş… fıkra olsa idare edilebilirdi ama bir TV yapımı için çok sığ bir fikir gibi geldi bana. Bu vampir, kurtadam ve hayalet aynı evde yaşıyorlar ev arkadaşı kafasında. Doğaüstü hikayeleri seviyorum, vampirlere bayılırım, kurtadamları alıp evde beslemek isterim, hayaletler desen baş tacım sayarım ama bu dizi olmamış. Ne karakterlere ısındım, ne senaryoya ne de anlattıkları öykülere. Gençlik dizisi havasında ama karakterler iş güç sahibi elemanlar. İlk sezonundan 3-4 bölüm izledim ve direkt olarak listemden sildim attım. Geçtiğimiz Nisan ayında dördüncü sezonu tamamlanmış, beşinci sezonla ilgili bir haber de yok bildiğim kadarıyla. Ben bu diziye 10 üzerinden 5 veririm, o da zorla.

Believe, directed by Alfonso CuaronBelieve – Bu senenin dizilerinden biri. Doğaüstü yeteneklere sahip küçük bir kız. Onu ele geçirip kötü emellerine alet etmek isteyen kötü kalpli bir şirket patronu ve onu korumaya çalışan bir bilim adamı. Ha bir de kızın biyolojik babası var. Kızı korusun diye hapisten kaçırılıyor falan filan inter milan. Oyuncu performansları berbat, hikaye zayıf, bir sürü mantık hatası içeren bir senaryo. Hani vakit geçirmek için bile bakılacak bir yapım değil. Unutun gitsin. 4.5 veriyorum bu diziye, başka da zırnık koklatmam.

black-mirror-posterBlack Mirror – Çok acayip! Bir kere ilk sezonu 2011 Aralık ayında yayımlanıp bitti! Sadece 3 bölüm sürdü. İkinci sezon 2013’ün Şubat ayında yine 3 bölüm olarak yayımlandı. Üçüncü sezonun ilk bölümü ise önümüzdeki hafta geliyormuş. Büyük ihtimalle yeni yıl gelmeden bu sezon da biter gider. Adamlar neredeyse iki senede bir üçer bölümden oluşan bir dizi yaratmışlar. Ama şöyle söyleyeyim, izleyin! Her bölümde başka bir hikaye anlatılıyor, her bölümde farklı oyuncular oynatılıyor. 47-48er dakika süren her bir bölüm başlı başına birer sinema filmi gibi. Meyda ve teknolojinin günlük hayatımızı ne hale getirdiği mevzusunu abartılı bir şekilde işleyen yapım bol bol “yok artık” nidaları atmamıza neden oluyor. Senaryolar müthiş, kurgusu, sinematografisi göz alıcı. İngiltere prenseslerinden biri kaçırılıyor ve karşılığında başbakanın televizyona çıkıp canlı yayında bir şey(!) yapması isteniyor. Dizi, premiyerini böyle bir hikayeyle yapıyor. 10 üzerinde 8.5’u fazlasıyla hak eden bir dizi.

black-sails-51af4c08919dbBlack Sails – İşte hit dizilerimden biri de bu. İskoç yazar Robert Louis Stevenson’ın Define Adası’nı bilmeyen var mıdır? Korsan deyince gözümüzün önünde canlanan bir bacağı tahtadan, bir gözü siyah bantla kapalı, bir eli kanca, koca sakallı ve omuzunda bir papağan olan korsan figürü, 1883 yılında yayımlanan bu romandan çıkmadır. Kitabı okumayanlar bile Kaptan Flint’in, Long John Silver’ın adını duymuştur. Black Sails, bu romanda hikaye edilen dönemin 20 sene öncesini anlatmakta; Kaptan Flint ve çevresindeki korsan ahalisinin birbirleriyle olan ilişkilerini, çekişmelerini, ticaret yaptıkları, uzun süren deniz maceralarının arasında soluklandıkları, dinlendikleri, eğlendikleri güvenli bir liman olan New Providence Adasını korumak ve kollamak için süregelen mücadeleyi beyaz cama yansıtmakta. Klasik bir korsan hikayesi olmasının yanında dönemin sosyokültürel yapısına, deniz ticaretine, köleliğe, devletlerin okyanusları kendi egemen suları haline dönüştürmek için yürüttüğü politikalara da sıkça değinmekte. Sinematografisi, kurgusu müthiş. Captain Charles Vane’i canlandıran Zach McGowan, Captain Flint’i oynayan Toby Stephens ve Eleanor Guthrie karakterine hayat veren Hannah New inanılmaz performans sergiliyorlar. İzlemeyenler için uyarmam gerek, en az Game of Thrones’da olduğu kadar sıklıkla erotik sahneler ve çıplaklık ön planda. Dizinin ilk sezonu 8 bölüm olarak yayımlandı ama 24 Ocak 2015 tarihinde ekrana gelecek ikinci sezon 10 bölüm olarak planlanmış. Üçüncü sezon için de program yapılmış durumda. Süper de bir jenerik müziği var, hemen aşağıda paylaştım. 10 üzerinden 9’luk bir yapım, haberiniz ola…

boardwalk-empire-s1-keyart-1Boardwalk Empire – Meşhur gangster Al Capone zamanı kumar şehri Atlantic City’de geçen, politik oyunlar, içki yasağı, mafya temalarını barındıran dizinin oyuncu kadrosu çok iyi. Steve Buscemi var mesela. Kurgusu, senaryosu harika. Ama dönem dizisi olması beni itiyor. Ayrıca, gerek TV yapımlarında gerekse sinemada o kadar çok işlendi ki bu konu. Mafya ile polisin köşe kapmacası, tamburalı otomatik tüfekler, 1920 model otomobiller, içki kaçırmalar, birbirinin manitalarına sarkmalar, gece kulüpleri, caz müziği falan, çok sıkıldım böyle hikayelerden. Onun için hiç bir iki bölümden sonra kastırdım ve bıraktım. Ama yineliyorum, çok iyi dizi. Puan falan da vermiyorum adam gibi izlemediğim diziye.

bones-3Bones – Klasik bir Amerikan polisiyesi. Adamlarda öyle çok para, teknoloji, kalifiye insan gücü var ki ota boka birim kuruyorlar. Bu da onlardan biri. FBI’a çalışan bir adli antropolog kadın ve yakışıklı FBI ajanı (bizim Angel’ı oynayan David Boreanaz, buradan bakınız) bir ekip oluşturup cinayet kurbanlarının ölüm nedenlerini araştırır. Bones, elinizde TV kumandası olduğu halde “ne yapsam, ne izlesem” diye tembel tembel kıvranıp bir yandan da zap yaparken, “aa, Bones var bu kanalda, yeni de başlamış, hadi biraz buna takılayım” tarzında bir dizi. 6 puan alır, gider.

BB-explore-S4-980x551-cleanBreaking Bad – Ne diyeyim, ne yazayım bilemedim, tıkandım kaldım. Ne diyorduk en başta? Bir diziyi izlenebilir kılan unsurlar nelerdir? Breaking Bad, bütün bu unsurların eksiksiz bir araya gelerek oluşturduğu, “bu diziyse diğerleri ne?” diye sorduracak bir yapım benim gözümde. Oturup üzerinde yorum yapacak kadar terbiyesizleşmeyeceğim. Breaking Bad, TV dizileri tarihinin en iyi yapımları sıralamasında ilk üçe girer. İzlemeyen varsa, ya hemen ilk bölümden itibaren bir yerlerden bulup izlemeye başlasın ya da sonsuza kadar sussun. 10!

Buffy-Vampire-Diaries-V4-Wallpaper-1080p-HQ-buffy-the-vampire-slayer-35472722-1920-1080Buffy the Vampire Slayer – 1997 doğumlu okuyucularımız vardır, işte bu dizi de onların yaşında. Vampir ve diğer mahlukatla savaşan avcıları konu eden dizilerin ilk örneklerindendir. Aynı zamanda bir gençlik dizisidir. Zira Buffy bir lise talebesidir. O dönem bu tarz başka yapım var mıydı, hatırlamıyorum. Aklımda kalmadığına göre olmuş olsa da kayda değer değillermiş. Oyuncu kadrosu doğal olarak genç aktörlerden oluşmuştu ve dizi, aşağı yukarı hepsi için de çok iyi bir sıçrama tahtası görevi görmüştü (How I Met Your Mother’ın Lilly’si Alyson Hannigan’ın yıldızı bu yapımda parlamıştır). Hiçbir bölümünü kaçırmadım. Karakterlerin hepsini ayrı ayrı sevdim. Dönemin teknolojik şartlarına göre çok da başarılı bir kurguya ve sinematografiğe sahipti. Buffy, seni hiç unutmayacağım! 7.0 verdim gitti.

58114ffe89f2d68d68d06441f7962cbf_largeCalifornication – Alın size çılgın bir dizi daha. X-Files’ın Agent Mulder’i David Duchovny’nin başrolünü üstlendiği çok sıkı bir komedi drama. Dizide alkol, uyuşturucu ve sex bağımlısı bir yazarın karısı ve kızıyla arasını düzeltmeye çalışırken mütemadiyen yanlış kararlar verip çuval çuval inciri berbat etmesini harika bir kurguyla anlatılıyor. Duchovny’nin başarılı performansı izlenmeye değer. Senaryonun akıcılığı bağımlılık yaratıyor. Onun için dikkat edin, bir başladınız mı bırakamayabilirsiniz. Bu arada cinsellik ve çıplaklık da biraz abartılı. 7.5 verdim ben buna.

chuck_wallpaper2_800Chuck – Bir bilgisayar uzmanı yanlışlıkla bazı gizli bilgileri kendi beynine indirince, devlet de onu bir CIA bir de NSA’den olmak üzere iki ajanla korumaya alır. Ben olsam hiç zahmete girmez kafasına sıkar, kurtulurdum. İzlemeyin. Komedi mi desem hiç gülmedim, aksiyon desem hiç heyecanlanmadım. Oyuncular da sevimsiz. Dediğim gibi, böyle bir dizi olduğunu unutun. 4.0