Gamescom 2014’ün en ilgi çeken oyunlarından biri her sene olduğu gibi FIFA serisinin son oyunuydu. Halka açık gösteri alanında demosu oynanabilen FIFA 15 büyük ilgi görürken, biz kapalı kapılar arkasında oyunun tam sürümünü oynama fırsatına eriştik. E3’te oynadığımız ve çok eksiği olan haline kıyasla neredeyse tamamen bitmiş bir oyunla karşı karşıyaydık. Geçtiğimiz haftalarda oyuna eklendiği resmi olarak duyurulan Türkiye Süper Ligi’nin varlığı da cabası. FIFA 15’in yeniliklerini bu sürümden edindiğimiz tecrübelerle mercek altına alıyoruz.
Oyunla ilgili çıkan fragmanlarda, verilen röportajlarda ve yapılan reklamlarda daima bir nokta ön plana çıkarılmıştı. Öyle ki, yapımcı David Rutter, E3’te yaptığımız röportajda Dünya Yıldızı oyunu tek kelimeyle açıklamasını istediğinde yine aynı cevabı veriyordu: Duygu. EA Sports, FIFA 15 ile birlikte oyuncuların duygusal etkileşimlerini baştan yazıyor. Örneğin bir forvet karşı karşıya pozisyon kaçırdığında arkadaşları teselli ediyor, ancak bu tekrar eder ve Güiza’nın tahtına oynayacak hale gelirse, takım arkadaşları çok daha sert ve negatif tepkiler vermeye başlıyor. Futbolcuların hakeme verdikleri tepkiler de çeşitlenirken, faullerden sonra verilen tepkiler göze çarpıyor. İşin güzel yanı ise bu tepkilerin sadece kameranın yaklaştığı yerlerle sınırlı kalmaması. Arka planda uzaklardaki futbolcuların, hatta kameraya yansımayan futbolcuların bile böyle tepkiler vermeleri. Dolayısıyla futbolcular sahada olan biten her şeyin farkındalar ve davranışlarını da olan bitenlere göre değiştiriyorlar. Bizim oynadığımız sürümde özellikle Felipe Melo ve Raul Meireles arasındaki gerilim, derbi heyecanının FIFA 15’te çok daha gerçekçi yaşanacağını gösteriyordu.
Duygular bir kenara, bence oyundaki en önemli yenilikler her zamanki gibi fizik motoruyla ilgili. Bu sene özellikle top fiziğini neredeyse sıfırdan yazan EA Sports, gerçek futbola hiç yaklaşamadığı kadar yaklaşmış. Birebir mücadelelerde ve hava toplarında da geliştirmeler var. Sadece kaleciler için 50 yeni animasyon kaydedilen oyun, hemen 14’e göre farkını hissettiriyor. Dünya Yıldızı’yla yaptığımız maçta dikkatimizi en çok bu animasyonlar çekti. Ayrıca animasyonlar sadece görsellikle kalmıyor, oynanışa da destek oluyor. Yani yeni animasyonlarla birlikte daha fazla oynanış olasılığı geliyor, çünkü her animasyon farklı bir durumda devreye giriyor. Hava toplarındaki mücadele çok daha gerçekçi. Artık tuşa bastığınız halde zıplamayıp pozisyonu seyreden stoperler yok. Kıran kırana bir mücadele oluyor. Daha da önemlisi, kornerlerdeki gol sıklığı oldukça düşmüş. Kafa vuruşları artık çok daha doğal gidiyor. Tehlike oluşsa bile eskiden hepsini yiyen kalecilerin şık kurtarışları veya az farkla dışarı giden toplarla hava toplarına gerçekçi bir denge getirilmiş. Aynı zamanda omuz omuza mücadeleler de çok daha doğal hissettiriyor. Yan yana aynı topa koşarken analog çubuğunu rakibinize ittirmeniz bile omuzla ittirmek için yeterli ve o fiziksel mücadele hem oynanış hissi hem de göz zevki açısından çok doyurucu.
Top fiziğinde devrim yapan EA Sports, aslında bu devrimi açıklarken beni oldukça şaşırtmıştı. 15’ten önceki FIFA oyunlarında, futbolcular topa dokunduğunda veya vurduğunda topun hareketi sıfırdan hesaplanıyor ve önceki ivmesi yok sayılıyormuş. Oysa ileri giderken sola verilen bir pasla sağdan sola doğru gelen topu tek pasla sola atmak arasında çok fark vardır. Anlayacağınız, top her ayaktan çıktığında sanki duran topa vurulmuş gibi bir hesaplama varmış. FIFA 15’le birlikte bu değişiyor ve topun önceki hareketi korunuyor, futbolcunun topa olan müdahalesi hareket hesabına ekleniyor, yani sıfırdan duran top muamelesi yapılmıyor. Anlatınca oldukça matematiksel gibi gelen bu olay aslında oynanışa çok önemli etkiler yapıyor. Şutlar, paslar çok daha gerçekçi olurken top sürüş bambaşka noktalara taşınıyor. FIFA 14’te topla birlikte dönerken 36 yaşındaki Hakan Şükür ağırlığında dönmek zorunda kalırken, 15’le birlikte çok daha çevik dönüşler gerçekleştirebiliyorsunuz. Ayrıca top kapma adına yapılan müdahalelere de, ister ayakta ister kayarak olsun, geliştirmeler yapılmış ve en ufak müdahalenizde topun taca fırlaması engellenmiş. Dolayısıyla çok daha gerçekçi top çalma anları görebiliyoruz.
Süper Lig takımlarının kadroları henüz güncel değildi. Son transferler, örneğin Demba Ba, eklenmemişti ancak büyük ölçüde isabetliydi. Bu noktada dikkatimi çeken şey, yıllardır oyunda olan Galatasaray’da yapay zekanın taktiksel anlamda çok iyi çalışması ancak yeni takımlarda o gerçekçi hisse pek ulaşılamamış olmasıydı. Oyun çıkınca ya da en kötü ihtimalle maçlar ilerledikçe gelen güncellemelerle birlikte bu kısımlar da oturur. Futbolcuların benzerlikleri ise maalesef gülünecek seviyede. Dünyaca ünlü bazı yabancı futbolcular ve yurtdışında oynayıp gelen yerliler (örn. Mehmet Topal) hariç hiçbir futbolcu gerçek haline benzemiyor. Saçlarını üç numaraya vurduran Burak Yılmaz, Hasan Şaş gibi pürüzsüz ve parlak bir kafaya sahipken yüz hatları hiç benzemiyor. Üstelik yıllardır oyunda olan, şampiyonlar liginde dikkat çekmiş bir oyuncu. Yeni eklenen takımların halini siz düşünün. Oyuncu yaratımı modunda kendi oyuncunuzu yaparken daha yüksek benzerlik oranı sağlayabilirsiniz. Ayrıca, oynadığımız sürümde henüz formalar eklenmemişti ve ligde 17 takım vardı, çünkü Galatasaray ‘Rest of World’ liginde kalmıştı. Ancak David Rutter bir günde 200 takımın formasını hazırlayabildiklerini söylüyor, umarız FIFA’nın gerçekçilik kalitesine yakışan, hatasız formalar görebiliriz.
Maç öncesi arayüzü de değişmiş ve taktik/diziliş ekranı eski PES oyunlarındakine benzer bir görüntüye bürünmüş. Futbolcuların da vesikalıkları ile yer aldığı bu yeni arayüz ilk etapta kullanışlı gelmese bile uzun süre oynamadan yorum yapmak sağlıklı olmaz.
Fuarın en başarılı oyunlarından olduğunu düşünüp heyecanla beklediğim FIFA 15, PS3, PS4, Xbox 360, Xbox One ve PC için 26 Eylül 2014’te piayasada olacak.